| Biliyor musun, garip bir şekilde, büyük bir gücün var. | Open Subtitles | 02. أتعرف، على نحو غريب لديك قوة أكثر من اللازم. |
| İbrahim İshak'a ,Tanrı'nın ondan İshak'ı öldürmesini istediğini söylüyor ve İshak da, garip bir şekilde bunun sorun olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | أخبر إبراهيم ابنه إسماعيل أن الله أمره أن يقتله ولكن إسماعيل على نحو غريب يطمئنه ويقول له لا بأس |
| Kötü kız olarak seçilmeyi garip bir şekilde gıdıklayıcı buluyorum. | Open Subtitles | افهم , أجد نفسي بدور الفتاة الشقية مدغدغاً بشكل غريب |
| Tamam, evet, itiraf ediyorum: Her zaman garip bir şekilde reklamlara takıntılı oldum. | TED | حسناً، إليكم باعتراف، دائماً ما كنت مهووساً بالإعلانات بشكل غريب. |
| Ama aslında bu algılayıcı biraz garip bir şekilde çalışıyor. | TED | ولكن في الحقيقة، هذا الكاشف يعمل بطريقة غريبة نوعاُ |
| Şuradaki çift için her şey garip bir şekilde ortaya çıktı. | Open Subtitles | بالنسبة للثنائي الذي هناك, فقد جاءت الأمور بطريقة غريبة |
| İlk sene pek bir şey bulamadık ama garip bir şekilde yavaş yavaş farkettik. | Open Subtitles | لم نكتشف الشيء الكثير في السنة الأولى ولكن وبشكل غريب, كانت أهمية ذلك تقل أكثر فأكثر |
| Ortaokulda garip bir şekilde daha o zamandan üç siyah kuşağı olan havalı çocuğu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ذلك الفتى الجذاب بالمدرسة الذي كان مقلَّدًا بثلاثة أحزمة سوداء؟ |
| - Ayrıca o İngiliz yani seksin garip bir şekilde kibar olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | -فضلا ، إنه بريطاني لذا سيكون الجنس مهذبا على نحو غريب |
| - garip bir şekilde iyiydin. | Open Subtitles | -كنتَ سلسـا على نحو غريب |
| garip bir şekilde kendimi bu telaşlı kıza kaptırdım. | Open Subtitles | لقد فقدتُ أعصابي بشكل غريب بسبب هذه البنت الطائشة. |
| Kafamda bu oyun için canlandırdığım karaktere garip bir şekilde yakınsın. | Open Subtitles | أنتِ قريبة بشكل غريب مما اتصور نحو الشخصية. |
| garip bir şekilde, kendimi daha Amerikalı hissetmiştim. | Open Subtitles | بشكل غريب , إن ذلك يحسسني بأني أمريكي أكثر |
| Şimdi öldü ve garip bir şekilde umurumda. | Open Subtitles | و الان و قد مات أجدنى مهتمة بطريقة غريبة |
| Tarih garip bir şekilde kendini tekrarlıyor, değil mi? | Open Subtitles | التاريخ يعيد نفسه بطريقة غريبة أليس كذلك؟ |
| Ama birden durdu ve bana garip bir şekilde baktı. | Open Subtitles | ولكنه توقف بعدها ومن ثم نظر الي بطريقة غريبة |
| garip bir şekilde, müşfik ama delici bakışları vardı. | Open Subtitles | وبشكل غريب جدا وبنظرة ثاقبة |
| Ortaokulda garip bir şekilde daha o zamandan üç siyah kuşağı olan havalı çocuğu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ذلك الفتى الجذاب بالمدرسة الذي كان مقلَّدًا بثلاثة أحزمة سوداء؟ |