| - Bunu GD'deki NEAT laboratuvarına götür. | Open Subtitles | ربما لها علاقة بالمعرض العلمي حسنا ، خذها الى المختبر المركزي لتحليلها |
| GD bu işe ağır bir şekilde bulaştırıldı. | Open Subtitles | المختبر المركزي كان مساهما مهما في المشروع |
| Yani sizce, GD bilim adamları birbirlerini fazla ödenekli araştırmalar için mi öldürüyor? | Open Subtitles | لذا تَعتقدُ أن علماء جي. دي يَقْتلُ بعضهم البعض لأجل منح البحوث ؟ |
| Birisi GD'nin sistemlerini sabote ediyor ve sende burada durmuş hala Matrix'le mi uğraşıyorsun? | Open Subtitles | شخص ما يُفسد نُظم (جلوبال ديناميك)، وأنت هنا تعبث بالمصفوفة مرّة أخرى؟ |
| Kimseye bulaşmadığından emin olmak için, tüm GD çalışanlarına test yaptırtacağım. | Open Subtitles | أطلب إختبارات على عاملي غلوبال دايناميك للتأكّد لا أحد اخر مصاب |
| Yani şimdi GD'yi yapay zekalı bilgisayarlar yönetiyor ve insanlar buna bir şey demiyorlar mı? | Open Subtitles | إذن حواسب الذكاء الصناعي ، يديرون جلوبال دينامك والناس موافقون على هذا حقاً ؟ |
| GD'yi bilinen tüm evrendeki zamana karşı sabitleyecek yeni alt-femtosaniye atomik saatimiz. | Open Subtitles | إنّها آلة جديدة تقيس الساعة الذرية بالفيمتوثانية التي ستجعل "غلوبل ديناميك" ثابتة لفترة في كلّ أرجاء الكون المعروف |
| Aslında bunu GD'de sizi baştan aşağı kontrol ettirirken konuşabiliriz. | Open Subtitles | حَسناً، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتكلّمَ حول ذلك في جي دي |
| İndir şunu. Allison onu GD'de canlı istiyor. | Open Subtitles | كلا أخفضي السلاح أليسون تريده حيا في المختبر المركزي |
| Listedeki herkes GD'de farklı bölümlerde çalışıyor. | Open Subtitles | كل شخص في هذه القائمة يعمل في أقسام مختلفة من المختبر المركزي |
| GD'deki herkesin gerzeğe dönüşmesinin çok eğlenceli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | وهو يعتقد بانه امر مسلي ان يتحول كل شخص في المختبر المركزي الى شخص بليد |
| Füzenin sarsıcı etkisini yaratabilmek için GD'nin sismik dengeleyici kasnaklarını kullanmış. | Open Subtitles | لقد ولجت على مركز زلازل جي دي لتصنع تأثير القذيفة الحقيقي |
| GD, dikkat çekici hücre dejenerasyonu üzerine çok çalıştı. Hatta bir ekip bile kurdum. | Open Subtitles | أكيد، أسمع، جي دي قد ادى الكثير من حجز العينات لانتكاسات في الخلايا |
| Füzenin rotası hedefin GD'nin ana binası olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | حالة الإطلاق؟ مسار الصاروخ يُشير إلى أنّه يستهدف مُجمّع (جلوبال ديناميك) الرئيسي. |
| GD'nin yeni güvenlik sistemi Panop'un kurulumu için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لتركيب أجهزة "بانوب)"، نظام (جلوبال ديناميك) الأمني الجديد. |
| Birbirine bağlı kameralar doğrudan GD'nin ana bilgisayarına ve Washington'daki Savunma Bakanlığı'na bağlı. | Open Subtitles | العُقد تُوفر شبكة آمنة مُرتبطة مُباشرة بحاسوب (جلوبال ديناميك) الرئيسي |
| GD'ye gidelim öyleyse. Bunu tek başımıza yapamayız. | Open Subtitles | لنعود إلى غلوبال دايناميك لا نستطيع فعل هذا وحدنا |
| Kasabayı satması için patronun elinin altında GD kuklaları olabilsin diye mi? | Open Subtitles | لماذا؟ حتى رئيستك يمكنها بيع بعض أجهزة غلوبال دايناميك خارج البلدة؟ |
| Hayır. Tüm gecemiz, buna neden olabilecek GD deneylerini elemekle geçti. | Open Subtitles | لا إستغرقنا كل اللّيل لإستثناء تجارب غلوبال دايناميك كسبب لذلك |
| Eğer hala geminin üzerinde inceleme yapıyorlarsa tümleşik bilgisayar GD'nin ağına bağlı olmalı. | Open Subtitles | ، لو انهم لازالوا يجرون فحوصات على السفينة الحواسب على متنها لابد أنها مرتبطة بشبكة جلوبال دينامك |
| Senatör Wen GD'nin yönetimini Yapay Zeka'ya devrettiğinde büyük bir tepki oluştu ve halkın büyük bir kısmı şehri terk etme aşamasına geldi. | Open Subtitles | حين وضعت سيناتور "وين" الذكاء الصناعي في موضع المسئولية في جلوبال دينامك ، كان هناك إعتراض ضخم ومعظم الناس إختاروا أن يغادروا |
| Bu saat, GD'ye zamanın evrensel sahipliğini kazandıracak. | Open Subtitles | هذه الساعة ستمنح "غلوبل ديناميك" ملكيّة عالميّة للزمن |
| GD'deki bu işe en uygun kişi oldum. | Open Subtitles | لقد عملت بكد، و أصبحت أفضل شخص للعمل في جي دي |