| geç kalacağını anlayınca arayabilirdin. | Open Subtitles | في مرحلة ما كنت تعرف انك ستتأخر كان يجب ان تتصل ليس بالأمر الصعب |
| Annesi geç kalacağını ve benim gelip gelemeyeceğimi sordu. | Open Subtitles | أمها أخبرتني أنّها ستتأخر وطلبت منّي القدوم. |
| O sabah sekreterimi aradı ve geç kalacağını söyledi. | Open Subtitles | اتصلت بسكرتيرتي ذلك الصباح وقالت إنها ستتأخر |
| Onlara John'un biraz geç kalacağını söyleyebilir misiniz? -İyileşecek değil mi? | Open Subtitles | هل تستطيع ان تخبرهم بان جون سيتأخر قليلا ؟ |
| Programını temizlemeni, ve Lily' i arayıp ona geç kalacağını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | احتاجك لان توضح جدولك اتصل بليلي و اخبرها انك سوف تتأخر في العوده للمنزل |
| Ben o sırada bardaydım mesajı alınca evine gittim ama ben varınca geç kalacağını mesaj attı ben de arabamla bir polise sürtene kadar mahallesinde boş boş gezdim. | Open Subtitles | كنت في الحانة , لذا لقد وصلت الى منزلة, ثم ارسل لي رسالة قال انة سوف يتأخر, لذلك تجولت مكتوفت الايدي في الجوار |
| Bence anneni arayıp akşam yemeğine geç kalacağını söylemen çok hoştu. | Open Subtitles | أظن أنه من الجيد أن تتصل بوالدتك كي تعلمها أنك ستتأخر عن تناول العشاء |
| Ara sıra geç kalacağını bildiğinizde erkenden uyarabilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا , سيكون مفيدا تحذيرنا إذا كانت ستتأخر |
| Telefon kulübesinden arayıp geç kalacağını haber verebilirdin. | Open Subtitles | كان من الممكن أن تتصل من هاتف عمومي وتبلغني أنّك ستتأخر. |
| Arayıp çok geç kalacağını haber vermende fayda var. | Open Subtitles | من الافضل ان تتصل بها وتخبرها انك ستتأخر عليها |
| Seni arayacaktım ama şimdi öğrendim teslimatın geç kalacağını. | Open Subtitles | كنتُ سأتصل بكِ، لكن للتوّ عرفت أن الشحنات ستتأخر. |
| - Babam, gene geç kalacağını söylüyor, salak! | Open Subtitles | -إنّ والدي يقول بأنكَ ستتأخر مُجددًا أيها الأخرق! |
| - Babam gene geç kalacağını söylüyor, sümüklü sörfçü! | Open Subtitles | -إن والدي يقولُ بأنكَ ستتأخر مُجددًا أيها الوغد! |
| Evet, temsilcin. Biraz geç kalacağını söylemişti bize. | Open Subtitles | نعم, ان مندوبك اخبرنا انك ستتأخر قليلا |
| Acele etmezsen okula geç kalacağını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | إن لم تستعجل ستتأخر على المدرسة |
| Arayıp işe geç kalacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد إتصلت ، وقالت انها ستتأخر عن العمل |
| - Babana geç kalacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبر ابيك انك ستتأخر. |
| Umarım baban geç kalacağını söylemek için aramıyordur. | Open Subtitles | يجدر بأن لا يكون هذا أبوكم ويقول بانه سيتأخر |
| Akşam yemeği için gelmeyi umuyordu ama telefonda geç kalacağını söyledi. | Open Subtitles | كان يأمل أن يكون هنا لتناول العشاء ولكنه إتصل ليقول أنه سيتأخر قليلاً |
| geç kalacağını söyledin, o yüzden olayı durdurdum. | Open Subtitles | لقد قلت بأنك سوف تتأخر .. لذا أوقفت الأمور لك حتى تأتي |
| Anneni ara. Ona ne olduğunu ve geç kalacağını söyle. | Open Subtitles | اتصل بأمك ، أخبرها ماذا حدث وأنك سوف تتأخر |
| Ona çıkarken geç kalacağını söyledim ama gitti Cinnabon'da durdu. | Open Subtitles | أخبرته وهو يغادر أنه سوف يتأخر (والآن توقف عند (سينابون |