| Kolayca buradan geçeceğiz. Suyun boyumuzu aşacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | . سنعبر من هنا لا تبدو وكأنها ستعلوا رؤسنا |
| Şimdi yolun karşısına geçeceğiz. Burası kirli. | Open Subtitles | حسناً ، الآن سنعبر الطريق المكان قذر هنا |
| Buradan yan geçiş yapacağız oluktan yukarı tırmanıp buz kitlesine geçeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بإجتياز تلك الكتلة، ونتسلق المدخنة، و نعبر نهاية حقل الجليد. |
| Yarın zor bir bölgeden geçeceğiz. Biraz yeseniz iyi olur. | Open Subtitles | سنمر على بلاد وعرة غداً من الأفضل أن تأكلوا بعض الفاصوليا |
| Nihayetinde, şu anda üzerinde çalıştığımız değiştirilmiş Mars saatine geçeceğiz. | TED | تدريجيّاً، سننتقل إلى توقيت معدّل للمريخ، وهو ما نعمله الآن. |
| Tamam, bir dakika içinde ağda kısmına geçeceğiz. | Open Subtitles | حسنا، نحن سنصل إلى الشمع في دقيقة واحدة. |
| Seni uyarmalıyım az sonra geçide benzer bir şeyden geçeceğiz. | Open Subtitles | علىّ أن أحذرك سوف نمر من خلال مدخل من نوع ما |
| Güçlerimizi kullanmamız ne zaman haklı görülecek ve bizleri, dostlarımıza karşı birer zorbaya dönüştüren o görünmez çizgiyi ne zaman geçeceğiz? | Open Subtitles | متى يكون من المسموح استخدام هذه القوة؟ و متى سنتجاوز ذلك الخط الخفي الذي سيحولنا الى طغاة ضد الانسان |
| Polislerin gitmesini bekleyip, gölden geçeceğiz. | Open Subtitles | ماذا سنفعل الأن؟ سندع الشرطة ترحل ومن ثم سنجتاز النهر |
| Sonar ağlarından geçeceğiz, en büyük şehirlerine gideceğiz rock 'n' roll müziklerini dinlerken füze talimleri yapacağız. | Open Subtitles | و سنعبر شبكات راداراتهم و سوف نقف عند أبواب أكبر مدنهم و نستمع إلى موسيقى الروك بينما نُجري تدريبات إطلاق الصواريخ |
| Belli ki, geçeceğiz. Sanırım, boş bir ev bulmalıyız. | Open Subtitles | سنعبر بالتأكيد، لذا فسنجد منزلاً خالياً. |
| Dönemeçten geçeceğiz ama manzara hoşuma gitmezse yön değiştirip başladığımız yere dönebiliriz. | Open Subtitles | سنعبر النهر مرحله تلو الأخرى اذا لم يعجبني الأمر فسنغير الاتجاه |
| Buradan yan geçiş yapacağız oluktan yukarı tırmanıp buz kitlesine geçeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بإجتياز تلك الكتلة، ونتسلق المدخنة، و نعبر نهاية حقل الجليد. |
| Nehrin aşağısına, Şanghay'a doğru dönmek yerine, gölü geçeceğiz, ve China Light'e doğru Chien Nehri'ni döneceğiz. | Open Subtitles | ث بعد ذلك.بدلاً من الإتجاه لأسفل النهر إلى شنغهاي.سوف نعبر البحيرة و نستدير لأعلى نهر تشين إلى ضوء الصين |
| Köprüyü geçeceğiz... ve Askeri Hava Üssü artık oldukça yakın olacak. | Open Subtitles | عندما نعبر الجسر ستكون منطقه مكشوفه للرمايه منه ولغاية القاعده |
| Bu akşam saat altı civarı Osaka'dan geçeceğiz. | Open Subtitles | سنمر بمدينة اوساكا في حوالي السادسة مساء |
| Bu kayıkla askerleri nasıl geçeceğiz? | Open Subtitles | وكيف سنمر أمام الجنود الذين داخل القارب؟ |
| Bunun sonuna gelindiğinde, altıncı paradigmaya geçeceğiz, üç boyutlu kendi kendini düzenleyen moleküler devreler. | TED | حين يصل ذلك إلى النهاية سننتقل إلى النموذج السادس دوائر جزيئية ثلاثية الأبعاد ذاتية التنظيم |
| Şov harika gidiyor. Yakında daha büyük bir tiyatroya geçeceğiz. | Open Subtitles | العرض جيد جداً و سننتقل قريباً الى مسرح اكبر و ستتحسن الاحوال |
| - Birazdan oradan geçeceğiz. | Open Subtitles | سنصل إلى هناك بعد حوالي ثلاث او أربع دقائق |
| - Gerçekten mi? Olur ama sadece önünden geçeceğiz, o kadar. | Open Subtitles | أجل ، ولكننا سنجلس بالسيارة فقط ، ويجب أن نمر علي منزلي أولاً |
| Şu sayıya bak. Kesin yirmi bini geçeceğiz. | Open Subtitles | انظري إلى العدد، أضمن أننا سنتجاوز العشرين ألفا |
| Yarın gümrükten geçeceğiz. | Open Subtitles | سنجتاز الجمارك غداً. |
| İzinsiz olarak, çalıntı malla, uçuş planı bildirmeden resmi onay olmadan uluslararası sınırları geçeceğiz. | Open Subtitles | ونعبر الحدود الدولية بدون تصريح ومعنا أوز مسروق بدون تصريح طيران وبدون موافقة الجهات الرسمية |
| Onlara haber vermeden doğrudan Beyaz Saray'la temasa geçeceğiz. | Open Subtitles | حسنًا سيضطرنا هذا أن نتخطى رؤوسائهم فى البيت الأبيض |
| İstek yapacak pozisyonda değilsin. Fazlasına ihtiyaç duyduğumuzda, seninle iletişime geçeceğiz. | Open Subtitles | انت لست موقع يخول لك السؤال عندما نحتاجك سنتواصل معك |
| Hatta doğrudan ileri Tigger eğitimine geçeceğiz. | Open Subtitles | في الواقع سنتخطى بعض الخطوات لنتقدم في تدريب التيجر |
| Buraya ilk biz geldik ve nehri ilk biz geçeceğiz. | Open Subtitles | كنا هنا قبلهم وسنعبر قبلهم |
| Tarihe geçeceğiz. Ya da bunun için öleceğiz. | Open Subtitles | نحن سنسجل التأريخ أو نموت أثناء المحاولة |
| Köyden gözetlenmeye karşı harika koruma sağlayan bu dağın arkasından geçeceğiz. | Open Subtitles | سوف نتحرك في الجانب الخلفي لهذه الجبال، هُنا بالضبط، و الذي سوف يوفر لنا إخفاء رائع من هذه القرية. |