| Lütfen söyle bana. Gecenin geri kalanını olayı sindirmekle geçirebilirim. | Open Subtitles | أخبرني فحسب ، أحبذ قضاء بقية الليل في استيعاب المعلومات |
| Bütün ömrümü sizinle bunu konuşarak geçirebilirim fakat yapmayacağım çünkü size bir çözüm sunduğumdan emin olmak istiyorum. | TED | يمكنني قضاء وقتي كلّه أحدثكم عن هذا الأمر، لكنني لا أريد ذلك، لأن ما يهمني أن أحدثكم عن حلٍ واحد. |
| Mükemmel Böylece Marilyn ile otelde birkaç saat geçirebilirim. Gittiğimi bile anlamaz. | Open Subtitles | رائع، يمكنني قضاء ساعة مع مارلين في الفندق، وهي لن تعرف حتى أنني خرجت |
| Oğlumla biraz zaman geçirebilirim. Yetki sende, tüm şirketi batırmamaya çalış. | Open Subtitles | أريد أن أقضي بعض الوقت مع ابني, لذا توليّ المسؤولية هنا |
| Bir milyon yıl yaşayabilirim ve her anını önemli şeylerle geçirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعيش مليون سنه و أن أقضي كل دقيقه منها |
| 500 dolar için yılın geri kalanını seninle geçirebilirim. | Open Subtitles | سأقضي ما تبقى من العام معك مقابل 500. |
| Ama ondan bir adım önde olmayı başarırsam sanırım eğlenceli bir yaz tatili geçirebilirim. | Open Subtitles | لكنطالمابقيتبعيدعنعيونأبي أعتقد سأمضي صيفاً ممتعاً |
| - Jethro, bir şey bulmadan istediğin kadar zaman geçirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني قضاء وقتاً طويلاً في عدم إيجاد شيئاً |
| Burada tüm hayatımı geçirebilirim ve de hiç arkama bakmam. | Open Subtitles | إنني أشعر أن بإمكاني قضاء حياتي بأكملها هنا، ولا أعود لموطني. |
| O süreyi burada seninle geçirebilirim diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد كنت000 افكر ان بامكاني قضاء هذا الوقت هنا 000معك |
| Seninle konuşarak bütün bir günü geçirebilirim, ama Sammy'i bekletmeyelim. | Open Subtitles | أتمكن من قضاء يوم كامل مع الحديث معك، ولكن لن أسمح سامي الانتظار. |
| Bu yüzden erken gelmek istedim böylece seninle biraz yalnız zaman geçirebilirim. | Open Subtitles | حتى ظننت أنني سوف تأتي في وقت مبكر حتى أتمكن من قضاء بعض الوقت وحده معك. مهلا، شون. |
| Böylece önümüzdeki 13 seneyi evet demişsin gibi davranarak geçirebilirim. | Open Subtitles | بهذه الطريقة، كان عليّ قضاء الأعوام ال13 الماضيّة مدّعيّاً أنّك في الواقع وافقت على مرافقتي |
| Seninle ve çocuklarla daha çok zaman geçirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني قضاء المزيد من الوقت معك والأطفال |
| Tüm yazımı taze bisküvi kokuları eşliğinde geçirebilirim dedim. | Open Subtitles | فكرت أن بإمكاني قضاء صيف مع رائحة البسكويت الطازج، |
| Evet ama bu şekilde seninle daha çok vakit geçirebilirim. | Open Subtitles | نعم، لكن بهذه الطريقة يمكنني أن أقضي وقتاً أكثر معكِ |
| Kıymetli gençliğimi parmaklıklar ardında geçirebilirim. | Open Subtitles | إذا كان يجب عليّ أن أقضي البقية من شبابي الغالي خلف القضبان |
| Gelecek sene bu zamanlar, tatili parmaklıklar arkasında geçirebilirim. | Open Subtitles | السنة القادمة نفس هذه اللحظه قد أقضي العطلات وراء القضبان |
| Sanırım boş zamanımı salak el egzersizleri yaparak geçirebilirim! | Open Subtitles | يمكنني أن أقضي وقت فراغي في تدريبات غبية لليد |
| Ömrümün geri kalanını burada 1 km'lik çelikten dünyada geçirebilirim. | Open Subtitles | وربما سأقضي بقية حياتي هنا في عالم من الحديد، بطول ألف متر! |
| Belki bayramı annemin evinde geçirebilirim. | Open Subtitles | يبدو أني سأقضي العطلة مع أمي. |
| Eğer dikkatli olmazsan, hayatımın geri kalanını senin kanepende geçirebilirim. | Open Subtitles | إن لم تكن حذراً .. ربما سأمضي بقية حياتي على أريكتك هنا... ؟ |
| Belki Jack'le biraz zaman geçirebilirim? | Open Subtitles | حسنا , ربما استطيع ان أقضى بعض الوقت مع جاك |