| O olmadığını söylediğime göre, sanırım çok geçmeden çıkar değil mi? | Open Subtitles | حيث أنني قلت أنه ليس هو فأفترض أنه سيخرج قريباً ؟ |
| Onu başka bir yöne yönlendirdim. Ama çok geçmeden anlayacaktır. | Open Subtitles | لقد أشرتُ له لوجهة أخرى لكن ربما يخمّن ذلك قريباً |
| Hangisi olursa olsun, çok geçmeden bir otobanda... bir arabanın bagajında bulacaksın kendini. | Open Subtitles | و على كل حال، أنت ستنتهي في صندوق سيارة في جراج ما قريبا |
| Fakat çok geçmeden anladım ki bu fırsat evrensel değildi. | TED | لكن سرعان ما أدركت أن هذه الفرصة لم تكن عالمية. |
| Fakat çok geçmeden, çölün sesi daha yüksek tıslama sesiyle bastırılıyor. | TED | قريبًا من ذلك، شقّ ضجيجٌ شديدٌ صوت الفلاة. |
| Bu yönde yürümeye devam edersek çok geçmeden yola varırız. | Open Subtitles | إذا إستمرينا بالمسير من هذا الطريق سنصل إلى المخيّم قريباً. |
| Bu yönde yürümeye devam edersek çok geçmeden yola varırız. | Open Subtitles | إذا إستمرينا بالمسير من هذا الطريق سنصل إلى المخيّم قريباً. |
| Çok geçmeden gerillalar düşman iletişim hatlarına karşı faaliyet gösteren korkunç bir ordu haline geldi. | Open Subtitles | قريباً سيصبح افراد المقاومه جيشاً هائلاً يعمل ضد خطوط أتصال العدو |
| Çok geçmeden o ve Şövalye tüm Avrupa saraylarında kabul edilir olmuş... ve hızla... kumarın gözetildiği ve bu ilmin profesörlerinin hoş karşılandığı... sosyete çevrelerine girmişlerdi. | Open Subtitles | قريباً هو والنبيل سيستقبلوا في كل محاكم أوروبا والذي كانت وبشكل سريع أفضل مجتمع حيث كان اللعب مُشجع |
| Mevcut koşullar altında, çok geçmeden... uzun süredir ödenmemiş borçlardan dolayı size karşı... sayısız ilam çıkarılacaktır. | Open Subtitles | وفي الظروف الحالية سيكون هناك قريباً أمور قضائية غير معدودة ضدك ديون طويلة |
| Hayata, başka bir pencereden baktığın zaman çok geçmeden boğulabilrsin. | Open Subtitles | عندما تَنْظرُ إلى الحياةِ غرفة جديدة غريبة ربما تغرق قريبا |
| Çok geçmeden evlenecek yaşa geleceksin ve bu duvarların arasından sonsuza dek ayrılacaksın. | Open Subtitles | قريبا ستصبحين كبيرة بما يكفي على الزواج وعندها ستغادرين هذه الجدران الى الأبد |
| Bu nedenle, sevgili kuzenim çok geçmeden sizi kilise mihrabına götürmeyi umuyorum. | Open Subtitles | عندما يتقدمن لهن أول مرة ولذلك آمل ياأبنة عمى العزيزة بأن أقودك الى الزواج قريبا |
| Çok geçmeden annem birçok Somalili'nin Minnesota'daki küçük bir kasabaya sığındığını öğrendi. | TED | سرعان ما علمت أمي أن العديد من الصوماليين وجدوا ملجأ في بلدة صغيرة في ولاية مينيسوتا. |
| Çok geçmeden gelip onu yiyeceklerdir. | Open Subtitles | شيء سيأتي من بعيد. و سنحتاجه قريبًا بما يكفي. |
| Evet, okula kaydımdan sonra tanıştık ama çok geçmeden askere gitti. | Open Subtitles | نعم، التقينا بعد دخولي للجامعة، ولكنكَ التحقتَ بالجيش بعد فترة وجيزة. |
| -Çok geçmeden, çimenlerdeki rüzgârın sesi beni sakinleştirip uykuya daldırdı. | Open Subtitles | قبل فترة طويلة، صوت الرياح و الحشائش كان يجعلني أغفو، |
| Sınırı geçmeden gidebildiğin kadar öteye gitmek istiyorsun. | Open Subtitles | تريدون مني ان ادفعه بأقصى ما استطيع من دون عبور الخط |
| Amerikan, İngiliz ve Fransız askerleri çok geçmeden enkazda onlara katıldı. | Open Subtitles | وسرعان ما انضم إليهم الجنود الأمريكيون والبريطانيون والفرنسيون إلى أطلال المدينة |
| İki yıl önce birden ortaya çıktı, bir ay geçmeden kayboldu. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا فجأة قبل سنتين، واختفت قبل أن يمضي شهر على وصولها |
| Mutluluk haplarımın etkisi geçmeden şu çekimi tamamlayabilir miyiz? Sadece... | Open Subtitles | أيمكننا التصوير قبل أن يزول مفعول حبوب السعادة؟ |
| Çok geçmeden fahişe annemden daha çok cinsel ilişkiye girmiştim. | Open Subtitles | كنت بعد وقت قصير أمارس جنس أكثر من أمي العاهرة |
| Ama çok geçmeden o acı hissi geri gelmeye başladı. | TED | ولكن بعد فترة قصيرة، بدأ ذلك الشعور بالألم يراودني مجددًا. |
| "Ama bir hafta geçmeden değirmenimiz hazır olacak ve ilk unumuzu elde edeceğiz." | Open Subtitles | و لكن في أقل من أسبوع ستصبح الطاحونة جاهزة لتنتج أول دقيق لنا |
| "Sanki hikâyenin bana anlatılmayan başka kısımları var ve iş işten geçmeden benim bu kısımları öğrenmem gerekiyormuş gibi." | Open Subtitles | كما لو أنك هناك أجزاء بالقصة لا أسمعها و أريد أن أعرف ما هي تلك الأجزاء قبل فوات الأوان |
| Çok geçmeden İngiltere'ye gittik. | Open Subtitles | بعد ذلك بفترة قصيرة ذهبنا إلى المملكة المتحدة |