| On kat daha riskli caddeyi geçmekten. | Open Subtitles | فهناك خطر مضاعف عشرة أضعاف عن عبور الشارع. |
| Ama gölün karşısına geçmek istiyorsanız donarak ölme korkusu sizi karşıya geçmekten alıkoymasın. | Open Subtitles | لكن إذا أردت عبور تلك البركه ـ ـ ـ ـ ـ ـ لا تدع الخوف من البرد يمنعك ـ ـ ـ ـ ـ ـ من التزلج عليها لتعبرها |
| Bu beni geçitten geçmekten daha fazla gerdi. | Open Subtitles | حسناً هذا يجعلنى متوتراً أكثر من عبور البوابه اللعينه |
| - geçmekten çok daha zekisin. | Open Subtitles | -أنت أذكى من أن تنجح فحسب |
| - Geçiyorum. - geçmekten çok daha zekisin. | Open Subtitles | -أنت أذكى من أن تنجح فحسب |
| "Balıklar artık gitmişti, onu karşıya geçmekten alıkoyacak kimse yoktu. | Open Subtitles | لقد رحلت السمكة الآن ولا يوجد ما يمنعه من عبور ذلك النهر |
| Kütüklerin üstünde akıntılardan geçmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره عبور الجداول على السجلات. |
| Yakında Yıldızgeçidinden geçmekten başka bir çaremiz olmayacak. | Open Subtitles | ليس لدينا خيار سوى عبور البوابة |
| Nehri geçmekten korkmayan adama. | Open Subtitles | تشارلى الذى لم يخف من عبور النهر |
| Camelot'a ulaşmak için Morgana'nın Beyaz Dağları geçmekten başka şansı yok. | Open Subtitles | للوصول إلى (كاميلوت)، لن يكون لـ(مرجانة) خيار سوى عبور الجبال البيضاء. |
| Şimdi, tek anladığım kısım son dize Ürdün Nehrini geçmekten bahsediyor... | Open Subtitles | والآن، الجزء الوحيدالمنطقيهنا.. هو أن آخر مقطع يتحدث عن عبور "نهر الأردن" |