| Elimden geldiğince çabuk orada olacağımı özür dilediğimi ve onu sevdiğim söyle. | Open Subtitles | أخبريه أني سأحاول الوصول بقدر المستطاع و أني متأسفه و أني أحبه |
| Ve elinizden geldiğince farklı deneyimlere kucak açmanız lazım çünkü mezun oluyorsunuz ve çok yakında hepiniz kendi yönlerinize gideceksiniz. | Open Subtitles | و ستتعرضون للضغط في العديد من التجارب بقدر ما تستطيعون لأنه لسنة تخرجكم ستذهبون في طرق منفصلة لوقت قريب جداً |
| Çatışma elinden geldiğince büyük olmalı. Çünkü mevcut durum klişe olabilir. Ve o düşüncenin yüceliğiyle zıtlaşmalı. | TED | فأنت بحاجة إلى توسيع الفجوة بقدر الإمكان، لأن هناك نوع شائع من الوضع الراهن، وأنت بحاجة لتقارن ذلك مع فكرتك. |
| Yalnızca ellerinden geldiğince deneyimlemek isterler ve yaptıklarının diğerlerine nazaran uygun olmasına bakmazlar. Uğur böceğine dokunmakla süneye dokunmak gibi. | TED | إنهم يريدون فقط أن يقوموا بالتجربة قدر المستطاع وليست لديهم أدنى فكرة عن التقارب النسبي ما بين لمس خنفساء وحشرة. |
| Bu arada, onlara elimden geldiğince fazla gölge vermeye çalışacağım. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، سأحاول إعطاءهم أكبر قدر من الظل ممكن |
| Senin yerinde olsaydım elimden geldiğince çabuk burayı terk ederdim. | Open Subtitles | لو كُنتُ بمحلكَ، لهرولتُ مُسرعاً خارج القصر بأقصى ما يُمكنني. |
| Hava kabarcıklarını elinizden geldiğince çıkarın. | TED | وحاولوا إخراج فقاعات الهواء منها بقدر الاستطاعة |
| İşte sorunun olduğu yer burası, ve size sorunun ne olduğunu elimden geldiğince açıklayacağım. | TED | وهنا تكمن المشكلة، وسأشرح لكم، بقدر ما أستطيع ما هي المشكلة. |
| Charlie. Kraliçe'yi elimizden geldiğince temizleyelim... | Open Subtitles | تشارلي ، لنجعل من الملكة نظيفة بقدر مانستطيع |
| Tek yapacağımız, elimizden geldiğince bela çıkarmak. | Open Subtitles | كل ما يجب ان نفعله هو عمل مشاكل بقدر استطاعتنا |
| Kralın bana sorduğu hukukla ilgili bazı soruları... görevim gereği elimden geldiğince cevapladım. | Open Subtitles | أجبت بقدر إستطاعتى على بعض النقاط القانونية التى أثارها الملك بما يُحتّمه على واجبى تجاهه |
| Tüm gücümle senin yanındayım ve sana elimden geldiğince iyi bakacağım. | Open Subtitles | سوف أبقى معكي بقدر كل ما أستطيع و أقوم بأفضل ما أستطيع لرعايتكي |
| Birileri öğrenmeden, elimden geldiğince sizlerle bol bol vakit geçirmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن نظل معاً على قدر المستطاع قبل أن يعرف أحد |
| Elinden geldiğince mutlu olmaya çalış. Bir baba sadece bunu ister. | Open Subtitles | حاولي ان تكوني سعيدة قدر استطاعتك هذا كله ما يتمناه الأب |
| Bu gerçeği kocanızdan gizlemelisiniz ve elinizden geldiğince bazı şeylere mani olmalısınız. | Open Subtitles | انه من الافضل أن تبقي بعيدة عن زوجك قدر الإمكان, كي نمنع |
| Elimizden geldiğince savunmaya çalışıyoruz. Ama kontrolü kaybediyoruz, çabuk olun. | Open Subtitles | نحاول الدفاع قدر استطاعتنا هنا ولكننا سنخسر ، عليكم الإسراع |
| Tamam, bak. Daha sonra elimden geldiğince açıklayacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، اسمعي، أعدكِ بأنني سأفسر لكِ الأمر قدر إستطاتي لاحقاً. |
| Tek istedikleri her şeyin nasıl işlediğini anlamak ve yaşamı ellerinden geldiğince deneyimlemektir. | TED | إنهم يريدون فقط أن يعلموا كيف تعمل تلك الأشياء ويجربوا أكبر قدر ممكن من الأشياء في الحياة. |
| Kavrama kuvvetinizi ölçebilmem için bu aleti en kuvvetli elinizde elinizden geldiğince sıkmanızın bir mahzuru var mı? | TED | هل تمانع الإمساك بيدك بهذه الأداة بأقصى قوّتك كي أقول بقياس قوّة قبضتك؟ |
| Sıcakta kal, nefes al, elinden geldiğince hayatta kal. | Open Subtitles | حافظ على الدفء والهواء وعلى حياتك لأطول فترة ممكنة |
| Size birkaç soru soracağım. Lütfen elinizden geldiğince cevap vermeye çalışın. | Open Subtitles | سوف أقوم بسؤالك بضعة أسئلة أرجو أن تردى بأفضل ما لديك |
| Ve elimden geldiğince, Birleşik Devletler Anayasasını esirgeyecek, koruyacak ve savunacağım. | Open Subtitles | و سأفعل ما بوسعي لكي أحافظ و أحمى و أدافع عن دستور الولايات المتّحدة |
| Açıklığı geçer geçmez, elinden geldiğince hızlı koş, anladın mı? | Open Subtitles | بمجرد أن تجتازي الغابة اجري بأقصي سرعة لديكِ، اتفقنا؟ |
| Evet, elimden geldiğince çabuk, onu orada bulacağımı söyleyin ona. | Open Subtitles | آجل , أخبره بأننى سأقابله فى أسرع وقت ممكن |
| Elimden geldiğince yavaş çalışıyorum, ama bunu sonsuza kadar sürdüremem. | Open Subtitles | أعمل بأبطأ ما يمكننى لكننى لا يمكننى إبقائها هكذا للأبد |
| Tabii öyleyim Cuddy nehir boyunca elimden geldiğince hızlı ilerleyip 300 doları almak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اتحرك باسرع مايمكنني الى النهر لاحصل على 300 دولار خاصتي |
| Kendimi içinde bulduğum bu yeni yaşamda kederle ilerlerken, elimden geldiğince bu anlayışı benimsiyorum. | TED | في تلك الحياة الجديدة التي وجدت نفسي بها، أفعلُ ما بوسعي لأحتضن هذا المفهوم بينما أحاول تخطي فاجعتي. |