| Bir kadının başına gelebilecek en kötü şey çocuğunu kaybetmektir. | Open Subtitles | إنه أسوأ شيء يمكن أن يحدث لإمرأة .. أن تفقد طفلها |
| Hayatım, senin gittiğini görmek başıma gelebilecek en kötü şey derdim. | Open Subtitles | عزيزتي لقد كنت أظن دائما أن أسوأ شيء يمكن أن يحدث هو رؤيتك ترحلين |
| Bu bir insanın hayatında başına gelebilecek en kötü şey. | Open Subtitles | هذا أسوء شيء يمكن أن يحصل لأي أحد على الإطلاق |
| Ona her şeyin sona ermediğini söyleyebilecek bunun başına gelebilecek en kötü şey olmadığını söyleyebilecek biri varsa sensin. | Open Subtitles | و إذا كان هُناك أي شخص يستطيع أن يخبرها أنّ هذه ليست النهاية و أنّ هذا ليس أسوء شيء يمكن أن يحصل فهو أنت |
| Çıngıraklı yılan tarafından ısırılmak başına gelebilecek en kötü şey değil. | Open Subtitles | غالباً ولو عضتك أفعى فهذا ليس أسوأ شئ يمكن أن يصيبك قد يحدث هذا لك |
| Bu başına gelebilecek en kötü şey olur. | Open Subtitles | هذا أسوأ شئ يمكن أن يحدث لك |
| Şimdi Lester, burada başına gelebilecek en kötü şey nedir? | Open Subtitles | الآن يا ليستر ما هو أسوأ شيء يمكن أنْ يحدث هُنا؟ |
| Yani bir insanın başına gelebilecek en kötü şey şeytan mı? | Open Subtitles | إذاً الشياطين هي أسوأ شيء يمكن أن يحدث ؟ |
| Benim için, başıma gelebilecek en kötü şey başka bir kekemeyle tanışmak. | TED | بالنسبة لي، أسوأ ما يمكن أن يحدث هو مقابلة شخص آخر يعاني من التأتأة. |
| Hayır, bayan.Birinin başına gelebilecek en kötü şey cinsel hastalıklardır. | Open Subtitles | لا يا سيّدتي، الأمراض المنتقلة جنسياً هي أسوأ شيء يمكن أن يحدث |
| İşte o anda fark ettim ki yalnız kalmak, insanın başına gelebilecek en kötü şey olabilir. | Open Subtitles | هذا هو عندما أدركت أن تكون وحيدا هو أسوأ شيء يمكن أن يحدث لك |
| Bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şey. | Open Subtitles | إنه أسوأ شيء يمكن أن يحدث لطفل |
| Anladığım kadarıyla, şimdi Edie Teyze'yle olmam lazım çünkü benim okuluma gelmen başıma gelebilecek en kötü şey. | Open Subtitles | كما أظن، لا بد أني تعادلت مع العمة (إيدي) الآن لأن دخولك جامعتي أسوء شيء يمكن أن يحصل لي |
| Axl, başıma gelebilecek en kötü şey başıma geldi. | Open Subtitles | أكسل).. أسوء شيء يمكن أن يحصل لي) حصل فعلا |
| Olan onca şeyi düşünürsek, böylesine güçlü biri olmanın başına gelebilecek en kötü şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | وكل الأمور في الاعتبار، أنا لا أعرف أن وجود هذا النوع من القوة هو أسوأ شيء كنت قد أعطيت. |
| Başıma gelebilecek en kötü şey. | Open Subtitles | بالرغم من الصلع البسيط أعلى رأسي فهذا أسوأ ما يمكن أن يقال عني |