| Eşin buraya gelemediği için neşeli bir hatırayı kutlamak istedim. | Open Subtitles | أردت الاحتفاء بذكرى سعيدة. خاصة بما أنه لم يستطع الحضور. |
| - gelemediği için üzgün olduğunu söyledi ve beğenmenizi umuyor. | Open Subtitles | ؟ ويقول بأنه أسف جداً لأنه لم يستطع الحضور ويأمل أن تستمتعوا بهذه الجلسة |
| Bu 24 saatlik parti adamı gelemediği için yazık oldu. | Open Subtitles | من المؤسف أن رجل الاحتفالات لم يستطع المجيء |
| gelemediği için özürlerini iletti. | Open Subtitles | إنه مرتبط بعمل معهُم من أجل مَجد الجُمهورية. إنه يرسل آسفه لعدم حٌضوره. |
| Size devamlı gelen kız gelemediği için ben geldim. | Open Subtitles | القتاة المعتادة لم تستطع الحضور لهذا انا هنا |
| Deden gelemediği için üzgün. | Open Subtitles | جدّكِ متأسّف لم يستطع الحضور |
| Baban gelemediği için üzüldü. | Open Subtitles | يأسف أبوك لأنه لم يستطع المجيء |
| gelemediği için özürlerini iletti. | Open Subtitles | إنه مرتبط بعمل معهُم من أجل مَجد الجُمهورية. إنه يرسل آسفه لعدم حٌضوره. |
| Jennie gelemediği için çok üzgünüm. | Open Subtitles | متأسفة لأن (جيني) لم تستطع الحضور هذه الأمسية. |