| Bizimle gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | يجب أن تأتي معنا |
| Benimle gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | يجب أن تأتي معي. |
| Benimle gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | يجب أن تأتي معي. |
| Hayatta kalmak istiyorsanız derhal bizimle gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | إذا لنا أن ننجو، عليكم أن تأتوا معي في الحال |
| Başka bir zaman gelmek zorundasınız. Ya makina doğru söylüyorsa? | Open Subtitles | عليكم أن تأتوا في وقتٍ لاحق لكن ماذا لو الجهاز على حق |
| Ne yazık ki bitmedi efendim. Bizimle gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | في الواقع كلا عليك أن تأتي معنا |
| Bizimle gelmek zorundasınız. Vaziyet ne kadar ciddi? | Open Subtitles | سيّد (فيكرز)، أنا (هولاند) من قسم التّحقيق عليك أن تأتي معنا |
| Benimle gelmek zorundasınız. Sanırım bir şey buldum. | Open Subtitles | ,يجب أن تأتوا معي لقد وجدت شيئاً |
| Üzgünüm Bay Hughes ama karakola gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | آسفة يا سيد هيوز ولكن نريدك أن تأتي إلى المركز |
| Bizimle gelmek zorundasınız Bayan Schmidt. | Open Subtitles | يجب أن تأتي معنا يا آنسة (شميت) |
| Aşağı gelmek zorundasınız! | Open Subtitles | ! يجب أن تأتي للطابق السفلي ! |
| Tamam, yüzmeye gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | حسنا، عليكم أن تأتوا للسباحة. |
| gelmek zorundasınız. Herkes geliyor. | Open Subtitles | عليك أن تأتي فالجميع سيأتون |
| Lütfen. gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | رجاءاً، عليك أن تأتي |
| Benimle gelmek zorundasınız ! | Open Subtitles | بأنه يجب أن تأتوا معي |
| Üzgünüm Bay Hughes ama karakola gelmek zorundasınız. | Open Subtitles | آسفة يا سيد هيوز ولكن نريدك أن تأتي إلى المركز |