| Bir defasında Bayan Genevieve duş alırken şampuanını uzatmamı istemişti. | Open Subtitles | مرة، الآنسة جينيفيف طَلبت منـي تسليم الشامبو لها بينما هي ما زالـت في الحمام |
| Genevieve, aşağıda bombalar patlıyor ve hepimiz kaçırılıp zorla bir uçağa bindirilmişken şu gizlilik saçmalığını bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir, bence! | Open Subtitles | هاي جينيفيف أعتقد أنه إذا تهاوى العالم تحت أقدامنا وتم اختطافنا ووضعنا في الطائرة |
| Yapabilecek neyimiz var? Merhaba Genevieve. Biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حسنًا، ماذا يمكننا أن نفعل ? مرحبا جينفيف. |
| Genevieve Delatour adına arıyorum. | Open Subtitles | أنا أتصل من أجل جينفيف ديلاتو. |
| Çin'de başka define avcıları da vardı, Genevieve. | Open Subtitles | تعرفين كان في الصين صيادا كنوز آخران جنفياف |
| Soru, Genevieve'nin babasının bu olay için kimleri suçladığı. | Open Subtitles | إنه من هو" جينافيف " الذي يلومه الأب على مهاجمة ابنته ؟ |
| Carter, işimize bakalım. Geneviève'i arıyoruz. | Open Subtitles | كارتر , ابقى مركزاً نحن نبحث عن جون فييف |
| 1864'te bulunduğu yeri terk etti. Evine, Genevieve'e geri döndü. | Open Subtitles | في عام 1864 ترك الحرب وعاد لأجل جنفيف |
| İşte başlıyoruz. Genevieve Duncan, adınız listede. | Open Subtitles | ها نحن ذا جينيفيف دونكان، أنت على القائمة |
| Genevieve'nin bir kız arkadaşı var, Suzy tamamen uygun değil, | Open Subtitles | جينيفيف لديه صديقة، سوزي غير مناسب تماما، |
| Bunun yerine Genevieve Brown'un bu örnek sladı çok daha etkili. Trebakülerin özel yapısı o kadar güçlü olduğunu ki Eyfel Kulesi'nin tasarımı onlardan etkilendiğini gösteriyor. | TED | عوضاً، هذه الشريحة المثال من جينيفيف بروان هي أكثر فاعلية. إنها تعرض ذلك الهيكل المميز للأشعة الصغيرة وهي قوية بحيث ألهمت التصميم المتفرد لبرج إيفل. |
| Genevieve'le benim her şeyimiz ortaktı ta ki... | Open Subtitles | كانَ لدينا ما يجمعنا أنا و جينيفيف حتى |
| İtfaiye, Genevieve. | Open Subtitles | والقيام بأي شيء. محطة الإطفاء، جينيفيف. |
| Kaplıcaya gidip arkadaşım Genevieve ile buluşacağım. | Open Subtitles | أنا سوف ألتقي بصديقتي جينفيف في المنتجع |
| Ve sen Edward. Sen ve Genevieve dünyayı dolaşıyorsunuz. | Open Subtitles | (وأنت يا (إدوارد)، أنت و(جينفيف تتسكعان في جميع أنحاء العالم |
| Genevieve gerçekten bağlanmak istemiyor mu? | Open Subtitles | ( جينفيف ) هل هي حقاً ليس لديها التزام ؟ |
| Genevieve, baban onu hiç aramadığını söyledi. | Open Subtitles | (جينفيف) ؟ والدك قال انك ابدا لا تتصلي به |
| Bakın Genevieve, bize iyilikten başka bir şey yapmadı, değil mi? | Open Subtitles | اسمعوا ( جينفيف ) لم تكن سوى لطيفة معنا ، صحيح ؟ |
| Genevieve paranoya, bir kadında çok cazip bir özellik değildir. | Open Subtitles | جنفياف الخوف الهوسي ليس بالميزه الجذابة لدى المرأة |
| Genevieve'nin Parker ile parti evine giderken kör kütük sarhoş olduğunu söyleyen barmen. | Open Subtitles | نادل الحانة الذي قال أن " جينافيف " كانت ثملاَ حين ذهبت مع " باركر " للنادي المنزلي |
| Geneviève adındaki genç bir kadın Büyükelçi Han'la temasa geçti ve onun, listenin nerede olduğunu bildiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | و القائمة موجودة في باريس ؟ هناك سيدة شابة تدعى جون فييف , قامت بالإتصال بالسفير هان |
| Genevieve sevdiği kişiyi hayata döndürmek için yasaklı büyüyü kullandı. | Open Subtitles | ..... جنفيف إستخدمت التعويذة المحرمة لتهب الحياة لمن تحب... |
| Genevieve bebek sahibi olmak için tedavi görmeye başladığından beri başka bir şey konuşmuyoruz. | Open Subtitles | منذ بدأت جينيف استخدام علاجات الخصوبة إنه كل مانتحدث عنه |
| Geneviève. | Open Subtitles | - (جانيفياف) - |
| Aman Tanrım! Genevieve! | Open Subtitles | يا إلهي جينفي |
| Benim için zor olan şeyi öğrenmek ister misin Genevieve? | Open Subtitles | أتعرفين ما الصعب بالنسبة لي يا (جينيفي)؟ |
| Sen ve Geneviève, bu gece tek başınıza benimle buluşacaksınız. | Open Subtitles | أنت و جون فيير ستقابلانني الليلة بمفردكما |
| Peki, ama eğer ilk randevunuzda Genevieve ve benimle Turk'lere bir haftalığına beraber gitmeyi kabul edersen... | Open Subtitles | حسناً, فقط اذا وافقت أن اول موعد ان يكون موعد ثنائي معي انا وجنفيف لرحلة مدتها أسبوع لتركيا... |