| Japonya'ya tek parça halinde ya da parça parça gidersin. | Open Subtitles | يمكننا ان تذهب الى اليابان بقطعة واحدة او بعدة قطع |
| Nereye gidersin, ne yaparsın bilmiyorum ama seni bulur ve kırarım. | Open Subtitles | لا يهمني أين تذهب لا يهمني ماذا تفعل لكني سأجدك وأدمرك |
| Bak, ya bana dün gece nerede olduğunu kanıtlarsın, ya da hapse gidersin. | Open Subtitles | ، أسمع جيداً ، أما بأن تٌبرهنٌ بمكانِكٌ الليلةَ الماضية أو ستذهب للحجز |
| Cehenneme gidersin. Dalga geçiyorum. | Open Subtitles | سوف تذهبين للجحيم مباشرة أنا أمازحك,أنا أمزح,آسفة |
| Sen genelde kıçlarına bir tekme atıp gidersin. | Open Subtitles | دائماً ترحل وتهرب ولا تترك سوى ركلة في الوجه |
| Aslında, şaşırtıyor. gidersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، هذا يدهشنى فقد افترضت أنك ستذهبين |
| Ama bu da içini rahat ettirmez ne olduğunu anlamadan saat sabah 3 olur yorgunluktan ölüyor olursun, okula zombi gidersin. | Open Subtitles | لكن عندها تدرك بأن ذلك ليس صحيحاً تماماً و فجأةً أنها الثالثة صباحاً و أنت مرهق تماماً و تذهب إلى المدرسة |
| gidersin, müzik yönetmeniyle bir şeyler içersin, canlı yayında röportaj yaparsınız. | Open Subtitles | تذهب إلى هناك وتحتسي مشروبا مع المخرج الموسيقي سيجري مقابلة مباشرة |
| O taraflara ancak biliyorsan gidersin bu da kişinin yerli olduğunu gösterir. | Open Subtitles | تلك المناطق لا تذهب إليها إلا مستقصدًا مما يعني أنه شخص محلي |
| Okula gidersin, çalışırsın, pratik yaparsın, öğrenirsin, mezun olursun ve sonra gerçek dünyaya gidersin ve kendi yolunu kendin bulursun. | TED | هو أن تذهب للمدرسة، تدرس، تتدرب، تتعلم، تتخرج، ثم تخرج للعالم، و تشق طريقك بنفسك. |
| Ayakkabılarını öyle sürtme, yoksa okula terliklerinle gidersin. | Open Subtitles | ، إستمر بجرّ قدميك بالحذاء . وسوف تذهب للمدرسة فى خفّ |
| Bana bir çift ayakkabı tasarımcısı bulmak için İtalya'ya gidersin umarım. | Open Subtitles | اتوقع بان تذهب الى ايطاليا لشراء حذاء جديد |
| Sanırım Meksika'ya gidersin ve eline bir kokteyl alıp güzel bir kızla tanıştıktan sonra beni tümden unutursun sandım. | Open Subtitles | اعتقد انني تخيلت أنك ستذهب إلى المكسيك ، وتستمتع بالحياة هناك ثم تنساني |
| Eğer çıkarsan, hapse gidersin. Ve anlaşma budur. | Open Subtitles | اذا استقلت، ستذهب الى السجن وتلك هي الصفقةُ |
| Sen anca morga gidersin. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي ستذهب إليه هو مقبرة المنطقة يا إبن الزانية. |
| Ya onun bakıcı annesi olursun ya da hapse gidersin. | Open Subtitles | ...اما ان تكوني امها بالتبني أ .أو تذهبين الى السجن |
| Yüzdüğümüzde ilk sen gidersin. Bana yardımcı olmalısın, hayatım. | Open Subtitles | عندما نسبح , تذهبين أولاً لا تحاولي مساعدتي |
| İster gidersin, ister kalırsın... ama eyerle silahı bırakacaksın. | Open Subtitles | يمكنك أن ترحل أو تبقى لكنك يجب أن تترك السروج و السلاح هنا |
| İkimizden biriyle baloya gider misin, gidersen de hangimizle gidersin? | Open Subtitles | و واضحين جداً هل ستذهبين إلى الحفل مع أحدنا ؟ و إذا وافقت، فمع من ؟ |
| Eğer ben gitmene izin verirsem, gidersin, karateci. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب عندما أسمح لك بالأنصراف، يا معلم الكاراتيه |
| Bacağın ağır değil. Sabah erkenden gidersin. Başka da şansın yok. | Open Subtitles | رجليك على ما يرام سترحل في الصباح ، ليس لديك خير أخر |
| - Her şey hallolunca... buradan 2.000 dolar alır gidersin. | Open Subtitles | حالما ينتهي الأمر ستخرج من هنا ومعك ألفا دولار |
| Makarna istersen Küçük İtalya'ya gidersin. | Open Subtitles | هل تريد المعكرونة، وتذهب إلى ليتل إيطاليا. |
| Dr. A'ya gidersin, sadece Dr. B için ödeme yaparlar. | Open Subtitles | تَذْهبُ إلى الدّكتورِ أي، يَدْفعونَ عن الدّكتورِ بي . فقط |
| Daha sonra istersen gidersin, gitmeni gerektirecek bir şeyler olursa... | Open Subtitles | لاحقاً ، يمكنك أن تغادرينا إن أردتِ حين يكون لديك ما تغادرين لأجله |
| Bana takıIırsan ufaklık, Berkeley'e gidersin. | Open Subtitles | أبقى معي, يافتى وستذهب الى بيركيلي |
| Eğer olaylar iyi gitmezse, sonra gidersin ama eğer olaylar iyi giderse gitmen için bir sebep yok haksız mıyım? | Open Subtitles | إن لم تكن جيدة، غادري لكن إن سار كل شيء بسلاسة فلا يوجد سبب للرحيل، صح؟ |
| Eğer Schibetta'yı zehirleyenin sen olduğunu kanıtlarsam, sen de gidersin. | Open Subtitles | لو أستطيعُ إثبات أنكَ آذيتَ شيبيتا، ستذهبُ أنتَ أيضاً |
| Profesyoneller! Huxleyler evi temizleyecek, ve ben gidersem sende gidersin. | Open Subtitles | ستقوم إدارة (هكسلي) بإجتثاث الفساد, و إن تورطت أنا, فستتورط أنت |