| Harold, gözün onda olsun. Şoka girmesine izin verme. | Open Subtitles | بيج هارولد , راقبه جيدا لا تدعه يدخل فى غيبوبة |
| Kocaman bir huzur hissi yaşadığımı hatırlıyorum... odasına girmesine izin vermediği ve onu öpmediği için. | Open Subtitles | اتذكر الشعور إحساس هائل من الراحة ذلك أنها لم تدعه يدخل إلى غرفتها أو ان يقبلها |
| Başka şansım yoktu. Senin en zayıf noktana girmesine izin veriyordun. | Open Subtitles | لم تدع لي أي خيار آخر، لقد سمحت لها بالدخول إلى أعماق نقاط ضعفك |
| CTU'ya girmesine izin verdin mi? | Open Subtitles | وحالو أن يقتلني هل أدخلته إلى الوحدة؟ |
| Onun benim gibi bir adamın hayatına girmesine izin vermemeliydim. | Open Subtitles | لم يكن علي أن اسمح لها أن تدخل حياة شخص مثلي. |
| Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin çünkü bana güvenemedin. | Open Subtitles | كنت أحبّك وسمحت لسرّ صغير، كنت لأحتفظ به لنفسي أن يفرّق بيننا لأنّك لم تثق بي |
| Bunu küçük prefabrik parçalarla inşa ediyoruz bunlar hava ve ışığın kontrolü bir şekilde içeri girmesine izin veren pencereler. | TED | ونحن بصدد بناءه مع هذه القطع الجاهزة الصغيرة وهي النوافذ التي تسمح بدخول الهواء والضوء بطريقة متحكم بها داخل المبنى |
| - Başının belaya girmesine izin verme. | Open Subtitles | -لا تدعها تخوض أيّة مشاكل |
| Bu senin için çok sorun olmamalı. Evet, evet, o zamparanın donundan içeri girmesine izin verme yeter. | Open Subtitles | -يجب أن لا تكون هذه مشكلة لك أجل, فقط لا تدعيه يصل الى عضوها |
| Eve girmesine izin verme. Israr ederse polisi ara. | Open Subtitles | لا تدعيها تدخل المنزل و إذا أصرت، اتصلي بالشرطة |
| İçeri girmesine izin verme! | Open Subtitles | لا تدعيهِ يدخُلْ لا تدعيهِ يدخُلْ لا تدعيهِ يدخُلْ |
| Bu yüzden girmesine izin verebilirsin. | Open Subtitles | وهو سوف يعود, فقط دعه يدخل |
| Onun hapse girmesine izin veremezsin. Rahatla, Loretta. Bugün ilk gün. | Open Subtitles | ـ لا يمكنك أن تدعه يدخل السجن ـ أهدئي يا (لوريتا)، أنه اليوم الأول |
| Tamam ofise girmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | حسنا, لا تدعه يدخل المكتب |
| Onu çıkart Deepak. Geri girmesine izin verme. | Open Subtitles | أخرجه " ديباك " لا تدعه يدخل |
| Hiçbir bastıbacağın aklıma girmesine izin verdim mi? | Open Subtitles | هل رأيتني ذات مرة أسمح لفتاة بالدخول إلى رأسي؟ |
| Tek yapmanız gereken şey kapıyı açıp içeri girmesine izin vermek. | Open Subtitles | وكل ما عليكم فعله هو السماح له بالدخول إلى قلوبكم. |
| Kimin girmesine izin verdiyseniz o kisi iddianizi destekleyebilir. | Open Subtitles | إن الشخص الذي أدخلته يحمل حجة غيابك |
| Buraya girmesine izin mi verdin? | Open Subtitles | هل أدخلته إلى هنا؟ |
| Evime girmesine izin verdiğim Zeyna da o Zeyna'dır. | Open Subtitles | وهي مَن سمحتُ لها أن تدخل منزلي |
| Seni sevdim, ve sen kimseye söylemeyeceğim salak bir sırrın aramıza girmesine izin verdin çünkü bana güvenemedin. | Open Subtitles | كنت أحبّك وسمحت لسرّ صغير، كنت لأحتفظ به لنفسي أن يفرّق بيننا لأنّك لم تثق بي |
| Dokumasını düşünmeye başladım betondan yapılmış bir kabuk gibi havanın içeriye girmesine izin verecek deliklerle ışığa da, ama filitrelenmiş olarak. | TED | وبدأت في التفكير حول المنسوجات مثل قذيفة مصنوعة من الخرسانة بثقوب تسمح بدخول الهواء والضوء، ولكن بطريقة مصفية |
| - Başının belaya girmesine izin verme. | Open Subtitles | -لا تدعها تخوض أيّة مشاكل |
| Sadece adamın, kadının içine girmesine izin verme. | Open Subtitles | أجل، فقط لا تدعيه يصل إلى عضوها |
| Becky, her ne sepepten olursa olsun onun buraya girmesine izin verme. | Open Subtitles | (بيكي)، لا تدعيها تدخل هنا تحت أي ظرف من الظروف |
| İçeri girmesine izin verme! | Open Subtitles | لا تدعيهِ يدخُلْ لا تدعيهِ يدخُلْ لا تدعيهِ يدخُلْ |
| İçeri girmesine izin ver. | Open Subtitles | دعه يدخل حباً لله |