| Zamanında orada olmanız açısından bence hemen gitmelisiniz. | Open Subtitles | لِضمان وصولك في الوقت المحدّد، أعتقد بأنه عليك المغادرة الآن. |
| Üzgünüm Martha, ama sen ve Clark artık gitmelisiniz. | Open Subtitles | آسف مارثا ولكن عليك أنتي وكلارك المغادرة الآن |
| Ama gitmelisiniz efendim. | Open Subtitles | أوه ، ولكن يا سيدي يجب أن تذهب إلى الحفل الراقص |
| Üçüncü Hanım yine sizi istiyor. gitmelisiniz. | Open Subtitles | الأخت الثالثة تسأل عنك ثانية يجب أن تذهب |
| Sen ve Sokka Aang ile beraber güvenli bir yere gitmelisiniz. | Open Subtitles | أنت و ساكا يجب أن تذهبوا مع آنج إلى مكان آمن |
| Hepiniz hemen gitmelisiniz... çünki birazdan güzel bir kadın gelecek... ve onu sarhoş edip, sevişmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | علكيم المغادرة لأن امرأة جميلة ستأتي وأنا عازم على جعلها تثمل وأقيم علاقة معها |
| Şayet bilmiyorsanız, hemen şimdi buradan gitmelisiniz. | Open Subtitles | لأنك إذا لم تعرف , فقـط عليك المغادرة الأن |
| Bir günlüğüne, sadece yarın için buradan gitmelisiniz. | Open Subtitles | فقط ليوم واحد، فقط ليوم غد لكن يجب عليكِ المغادرة |
| O arı sokması yüzünden eczacıya gitmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تذهب للصيدلية من أجل لسعة الدبور تلك.. |
| Santa Anna şehrin beş kilometre yakınında. Artık gitmelisiniz. | Open Subtitles | سانتا آنا على بعد ثلاثة أميال من المدينة يجب أن تذهب الآن |
| Santa Anna şehrin beş kilometre yakınında. Artık gitmelisiniz. | Open Subtitles | سانتا آنا على بعد ثلاثة أميال من المدينة يجب أن تذهب الآن |
| Eve gitmelisiniz. Beklediğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | . يجب أن تذهبوا إلى المنزل وشكراً للإنتظار ، حسناً ؟ |
| -Doğuya gitmelisiniz. En güzel kızlar oradadır. | Open Subtitles | يجب أن تذهبوا إلى هناك يا أصدقائي هذا أفضل ما في العالم الأفضل |
| - Buradan gitmelisiniz. - İşim var, görmüyor musun? | Open Subtitles | . يجب أن تغادر هذا المنزل - ألا ترى انى مشغول ؟ |
| Bana sorarsan bunların hepsi tekrar gösterim. Buraya gelmiş ulusal korucular da etkilenmiş durumda. gitmelisiniz. | Open Subtitles | إن سألتني جميعهم يعيدون العرض عليكم الرحيل, هيا |
| Daha fazla kan dökülmesin, ama gitmelisiniz. | Open Subtitles | نحن لن نريق المزيد من الدماء ولكنكم يجب أن ترحلوا |
| Hallederim Bayan Palmer. Artık gitmelisiniz. | Open Subtitles | سوف اهتم بالموضوع يا سيدة بالمر يجب أن تذهبي الأن |
| Lordum, vakit tamam, gitmelisiniz. Sizi tutuklayacaklar! | Open Subtitles | سيدي ، الوقت ينفذ ، يجب أن ترحل حالا ، أتوسل أليك ، سيعتقلونك |
| Eğer herhangi bir alanda işe yarayacak bir reçete arıyorsanız -- ki bu alanlar sağlık, eğitim, hükümet politikaları ve eğitim olabilir -- bu tür yerlere gitmelisiniz. | TED | لذا اذا اردت وصفات لنجاح التعليم .. والصحة والسياسات الحكومية واشدد على التعليم عليك ان تذهب الى اماكن مثل هذه |
| Bay Simpson, belki de gerçekten oraya bir gitmelisiniz. | Open Subtitles | ربما يجب عليك أن تذهب وتتأكد بنفسك، سيد سيمبسون |
| Bu çok tehlikeli. Buradan gitmelisiniz. | Open Subtitles | ما يشكل خطورة كبيرة ولهذا يتحتم عليكم مغادرة المكان |
| Ve oraya henüz gitmeyenleriniz varsa, gitmelisiniz. | TED | و للذين لم يذهبوا منكم هناك قبلا , عليكم الذهاب. |
| Bu menfur lanetten kaçabileceğiniz bir yere gitmelisiniz. | Open Subtitles | عليكما الذهاب إلى حيث تستطيعان الهرب مِن هذه اللعنة التعيسة. |
| Görevi çok kısa kestiniz, sizce de öyle değil mi? Biz işimizi yaptık. Şimdi sizler bu ülkeden cehennem olup gitmelisiniz. | Open Subtitles | لقد أتممنا مهمتنا و الآن فعليكم يا رفاق أن تخرجوا من هذه البلد بحق الجحيم |
| Üzgünüm ama artık gitmelisiniz. | Open Subtitles | أنا أسف, يجبُ عليكم المُغادرة. |