| Kıyafet dolu kocaman bir dolabım vardı bir dönemde sadece üçte birini giyebiliyordum ve dolabın hangi bölümündeki kıyafetleri giyebileceğimi bilirdim. | TED | وكانت لدي هذه الخزانة الهائلة المليئة بالملابس، وكنت قادرا على ارتداء فقط ثلث ما فيها في أي وقت، وكنت أنا الوحيد الذي يعلم أي جزء من الخزانة أستطيع ارتداءه. |
| Sadece, bunu nerede ve ne zaman giyebileceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أين ومتى أستطيع ارتداءه |
| Sadece, bunu nerede ve ne zaman giyebileceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أين ومتى أستطيع ارتداءه |