| - Açım. Şu anda giyinmek istemiyorum. - Salyangoz ister misin? | Open Subtitles | ـ أنا جائع، لن ألبس شيئا الآن ـ أتريد تناول الحلزون؟ |
| Vatansver bir gençtim ama Sam amca gibi giyinmek istemiyordum. | Open Subtitles | وكنت شاب وطني ولكنني لم أشأ أن ألبس علم أميركا |
| giyinmek, senin için yeni bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من أن ارتداء الملابس تجربة جديدة لك |
| Bir grup çocuk için Alice Harikalar Diyarı'nda gibi giyinmek? | Open Subtitles | اللبس كأليس في بلاد العجائب وهكذا لمجموعة من الصبيان؟ |
| Yıkanmak, giyinmek, soyunmak... ..azdırıcı iç çamaşırlar giymek. | Open Subtitles | استحمام , ارتداء ملابس , نزع ملابس نفعل أشياء مثيرة |
| Kulağa hiç giyinmek gibi gelmedi bu. | Open Subtitles | لا يبدو هذا وكأنها ترتدي ملابسها! |
| Yapmam gerekn şey giyinmek. Ve otelin geri kalanını araştırmak. | Open Subtitles | يجب الآن أن أرتدي ملابسي و أفتش بقية الفندق. |
| FBI'dan gibi giyinmek cinayetlerinizi örtecek mi? | Open Subtitles | أنت! التنكر بشخصية العميل الفيدرالي لتستر على جرائمك؟ |
| Tatil olamayan başka bir tatil daha... Neden bu aptal şov için giyinmek zorundayız? | Open Subtitles | لماذا يجب أن نتأنق لهذا البرنامج الغبي؟ |
| Hayır, görünüşe göre 4 Temmuz piknik battaniyesi gibi giyinmek istemişim. | Open Subtitles | ولكن الواضح أنني أردت أن ألبس مثل غطاء مائدة رحلات ال4 من تموز |
| - Bir şey değil. Yeşil bir böcek gibi giyinmek istemezdim. | Open Subtitles | تمنيت فقط لو لم أكن ألبس كحشرة خضراء كبيرة. |
| Lütfen giyinmek için acele etme. Zaten geç kaldık. | Open Subtitles | أرجوك لا تحاولي ارتداء الملابس بسرعة فقد تأخرت |
| - Çıkmayı özledim. giyinmek, hoş bir restoranta gitmek.. | Open Subtitles | أفتقد المواعدة، ارتداء الملابس الأنيقة والذهاب إلى مطعم فخم |
| Duş almak, giyinmek gibi günlük aktivitelerde de yardıma ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | بالاضافه الى انك ستكون فى حاجه للمساعده فى كل اعمالك اليوميه مثل الاستحمام و ارتداء الملابس ,الى اخره |
| Başkası gibi giyinmek, değişimin iyi olabileceğinin farkına varmamı sağladı. | Open Subtitles | اللبس مثل شخص اخر يجعلني ادرك كم يمكن ان يكون التغيير جيدا |
| Ve bir kampanya yöneticisi olarak ilk görevin öyle biri gibi giyinmek. | Open Subtitles | ووظيفتك الأولى كمديرة للحملة هي اللبس كواحدة مثلهم |
| Erkek gibi giyinmek, saçını kısa kesmek ve herşey? | Open Subtitles | اللبس مثل ولد قص شعرك وكل تلك الأشياء؟ |
| Tom Ford "İyi giyinmek, İyi terbiye belirtisidir" der. | Open Subtitles | الملابس الرسمية هي عبارة عن قمصان سوداء وربطة عنق كما يقول طوم فورد: "ارتداء ملابس جيد "ينشئ سلوكات الجيدة |
| Hiç giyinmek gibi gelmedi. | Open Subtitles | لا يبدو هذا وكأنها ترتدي ملابسها! |
| Evet,Peki,Ben okulu seviyorum ve hala giyinmek zorundayım.Kapıyı aç,seni ucube. | Open Subtitles | أجل ، حسن ، أنا أحب المدرسة ، ويجب أن أرتدي ملابسي أيتها الفاشلة الصغيرة |
| - Başkası gibi giyinmek. | Open Subtitles | التنكر كشخص آخر هنا |
| giyinmek düşündüğümden uzun sürdü. | Open Subtitles | إستغرق الأمر مني وقتاً أطول لأرتدي ملابسي مما كنتُ أعتقد |
| Evet, arada bir giyinmek iyi geliyor. | Open Subtitles | نعم، من اللطيف إرتداء الملابس الأنيقة كل فترة و أخرى |
| İnanmayacaksın ama, gazlı içecek gibi giyinmek sanatım değil. | Open Subtitles | صدقي ذلك أو لا، الإرتداء كشراب مخفوق ليست مهنتي الحقيقية |
| - Banyoda giyinmek istediğinizden değil. - Evet. | Open Subtitles | أردت أن ترتدي ملابسك بالصالة، أليس كذلك؟ |