| Bana bir iyilik yap da işte giydiğin takımlardan giyme. | Open Subtitles | اصنع لي معروفًا لا ترتدي أيًّا من بِذل العمل خاصتك |
| Giderken spor ceket ve bol pantolon giyme! | Open Subtitles | لا ترتدي جاكتاً رياضياً و بنطلوناً فضفاضاً و أنت تبيع |
| Sadece prens Nawab Shah Jahan şerefin rengi olan beyaz giyme hakkına sahipti. | TED | احتفظ أميرنا، نواب شاه جاهان، بحق ارتداء اللون الأبيض، لون الشرف، لكن لنفسه فقط. |
| Bir daha ki sefere, siyah çorap giyme. Aptal gibi görünüyordun. | Open Subtitles | في المره المقبل لا تلبس جوارب سوداء لقد بدوت كحمار |
| - Tamam, lütfen bir daha giyme. - Tamam, ben de giymeyecektim zaten. | Open Subtitles | ـ بل كانوا بحاجة إلى ديناصورات حقيقية ـ حسناً، أرجوك لا ترتديه مجدداً |
| Vampir 101... Kahvaltının bulaştığı tişörtünü okulda giyme. | Open Subtitles | لا يتعيّن على مصّاص الدماء إرتداء طعامه مجبئاً بهِ إلى المدرسة. |
| Karşı cinsin kıyafetlerini giyme konusu bir terapistin anlayabileceği derinlikte. | Open Subtitles | لبس ملابس الجنس الآخر تفسر عن شيئئ أعمق معالجة نفسية ممكن ان تساعدك |
| Şu diyaframı gösteren takımların hiçbirinden giyme. Geçen senede kaldı. | Open Subtitles | لا ترتدي ملابس مكشوفة من على البطن نحن في نهاية العام |
| Amma kirlisin! Bu ceketi giyme artık. | Open Subtitles | أنت متسخ كثيرا لا يجب أن ترتدي هذا المعطف بعد الآن |
| Sana kaç kez söyledim şu amına koyduğumun şapkasını burada giyme diye? Kaç kez? | Open Subtitles | كم من مرة أخبرتك ألا ترتدي تلك القبعة هنا؟ |
| Tamam ve lütfen o bandanayı giyme. | Open Subtitles | حسناً. ولا ترتدي ذلك المنديل المزين بالرسومات حول رأسك، من فضلك. |
| Yani, kot pantolon giyme, görgüsüz değiliz. | Open Subtitles | أعني لا ترتدي سراويل الجينز لأننا لسنا حيوانات |
| Sana ormanın ortasında siyah deri giyme demedim mi | Open Subtitles | الم أنصحك بعدم ارتداء الجلد الأسود في الأدغال؟ |
| Kız kardeşimi, sosyal hayatımı, harcanabilir gelirimi, otuz sekiz beden giyme yeteneğimi ve şimdi de işimi kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت أختي و حياتي الاجتماعية و دخلي الثابت و قدرتي على ارتداء مقاس 2 و كذلك وظيفتي |
| İnsanların yaşadıkları yerle bu şehir arasındaki kilometre sayısı, bu tişörtü giyme olasılığıyla doğru orantılı. | Open Subtitles | هناك علاقة مباشرة بين عدد الأميال احد يعيش بعيدا عن المدينة واحتمال أن انها تريد ارتداء الحجاب في الواقع |
| Buluşmada ne giyeceksen giy ama sakın enine çizgili bir şey giyme. - Neden? | Open Subtitles | لذا مهماً يكن ما تقرر إرتدائه في الموعد, لا تلبس ملابس بخطوط افقية. |
| Benimleyken iç çamaşırı giyme, tamam mı? | Open Subtitles | انا لا يريدك أبدا أن تلبس ملابس داخلية حولي ثانية، اوكي؟ |
| Ve unutma, bir gömleği iki haftadan fazla giyme. Aksi halde ismin kötüye çıkar Pelle. | Open Subtitles | وتذكر، لا ترتديه أكثر أسبوعين في المرة الواحدة |
| Alelade ve kötü bir şey giymektense hiç giyme daha iyi. | Open Subtitles | من الافضل عدم إرتداء أيةِ واحده يرتديها الاخرون .. حتى لاأبدو سيئه |
| Taç giyme töreninde incilerle süslenmiş bir taçla beraber beyaz, güzel bir duvak giymek istiyorum. | Open Subtitles | أريد لبس حجاب أبيض جميل متوج باللآلئ عندما يتوج |
| Yanına biraz kağıt havlu al ve süet ayakkabılarını giyme. - Ho ho ho. - Evet, bu da başka bir seçenek. | Open Subtitles | خذ بعض المناديل الورقية ولا ترتد حذاءك من الجلد المزأبر هذا خيار آخر |
| Bir dahaki sefere kağıt giyme, doğum günü elbisenle gel. | Open Subtitles | في المرة القادمة لا تلبسي الورق تعال في بدله عيد ميلادك |
| Oradaki bir kadın bana, annesinin ona eskiden "Pijamanın altına külot giyme ki | TED | هناك اخبرتني امراة ان امها اعتادت ان تخبرها لاترتدي ملابس داخلية عزيزتي تحت ثياب نومك |
| Üstelik taç giyme törenimi fazlasıyla gösterişli yapar. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، سوف أجعل حفل التنصيب مذهل للغاية |