| Sonradan çok seveceğim ve en sonunda da nefret edeceğim montunu giymiştin. | Open Subtitles | لقد كنتى ترتدين سترة برتقالى هذا الذى لفت انتباهى |
| Sonradan çok seveceğim ve en sonunda da nefret edeceğim montunu giymiştin. | Open Subtitles | كنتِ ترتدين ذلك القميص البرتقالي ذك الذي عرفته جيداً بعد ذلك حتى أنني كرهته مؤخراً |
| Rengi solmuş Dartmouth tişörtünü giymiştin ve sana çok yakışıyordu. | Open Subtitles | كنتِ ترتدين قميص رمادي الذي تبدين فيه رائعة |
| Daima Sabah'ı dinlerken gri ceket giydim çünkü CDde sen de gri giymiştin. | Open Subtitles | عندما استمعت "إلى ألبوم "دائماً صباح ارتديت سُترة رمادية لأنك ارتديت سُترة رمادية على الاسطوانة |
| Balayımızın ilk gecesinde aynı rengi giymiştin. | Open Subtitles | لبستي نفس اللون في أول ليلة من شهر عسلنا |
| Hani arkası açık olan. Annemle babamın yıldönümlerinde giymiştin. Robert annenlerin yıldönümünde ben ne giymiştim? | Open Subtitles | الرداء المفتوح من الظهر ارتديته في ذكرى أمي وابي روبرت |
| Ama annen dikmişti senin için, onunla gurur duyuyordu daha önce hiç elbise dikmemişti, bu yüzden giymiştin. | Open Subtitles | ولكن والدتكِ صنعته لأجلك وكانت فخورةً به فلم تصنع لباساً من قبل لذا إرتديته لأجلها |
| Öyleydi. O ipli elbiseyi giymiştin | Open Subtitles | شديدة المرح، كنتِ ترتدين ذلك الفستان ذا الصدرية |
| Deli gibi uzun bacaklarına siyah bir streç dansçı elbisesi giymiştin. | Open Subtitles | كنت ترتدين بدلة الرقص السوداء بهذه السيقان الجميلة |
| Mor bir elbise giymiştin ve çok fazla içmiştin. | Open Subtitles | كُنتِ ترتدين ذلك الثوب البنفسجي وكنتِ تشربين الكثير من الخمر |
| Hani o gece..sarı bi elbise giymiştin | Open Subtitles | تذكرين تلك الليلة كنت ترتدين الفستان الأصفر |
| Roney'de beyaz bir mayo giymiştin. | Open Subtitles | انت كنت ترتدين ثوب السباحة ابيض في الروني. |
| Sabah farklı bir elbise giymiştin. Farkına vardı. | Open Subtitles | لقد كنتي ترتدين ملابس مختلفة هذا الصباح |
| - Başka bir şey giymiştin. | Open Subtitles | كلا , كنت ترتدين لباساً مختلفاً |
| Açık yeşil bir elbise giymiştin. | Open Subtitles | كنت ترتدين ثوباً بلون أخضر باهت. |
| Tulum giymiştin ve, saçında şu... ..saç tokasından vardı Punky Brewster sırt çantan vardı. | Open Subtitles | .. كنتِ ترتدين وِزرة، وإحدى تلك الـ إحدى تلك التِوك البلاستيكية في شعركِ وحقيبة ظهر عليها "بانكي بروستر |
| İskoç eteğini giymiştin. | Open Subtitles | لقد ارتديت تنورتك |
| Büyük gününde sen ne giymiştin Kev? | Open Subtitles | "ماذا ارتديت يوم زفافك يا "كيف؟ |
| O elbiseyi Kraliçe Victoria'nın cenazesinde giymiştin. Çok çekiciydi. | Open Subtitles | إنّك ارتديت هذا الثوب في جنازة (فيكتوريا)، إنّه مبهر. |
| Bunu geçen gün de giymiştin öyle değil mi? | Open Subtitles | -لقد لبستي هذه قبل البارحة.. |
| Aynen öyle. 8'de görüşürüz. Ama sakın bu tişörtle gelme. Bu hafta bunu iki kez giymiştin. | Open Subtitles | تحديدًا، سأراك بالثامنة، لكن ليس بهذا القميص فإنّك ارتديته مرّتين هذا الأسبوع. |
| Buz pateni yaptığımız gece giymiştin onu. Hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد إرتديته بالليلة التي ذهبنا فيها للتزحلق على الجليد، هل تذكرين ؟ |