| Öyleyse, gerçekten peşinde olduğu şeyi izlemek için yeterince gizliliğe sahipti. | Open Subtitles | اذن كانت لديه الكثير من الخصوصية ليرى ما الذي كان سيلاحقه |
| Küçük kasap dükkanlarını ara. gizliliğe ihtiyaçları var. | Open Subtitles | قلّص البحث إلى المحلات الخاصة فسيريدون بعض الخصوصية |
| Kurbanlarıyla geçirdiği zamanı düşünürsek... bayağı gizliliğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | بالنظر للوقت الذي يمضيه مع ضحاياه فذلك يتطلب قدرا كبيرا من الخصوصية |
| Hayır, hayır. Bu gizliliğe ayıracak vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا لا ، ليس لدينا وقت لهذه السرية والتكتّم حسناً؟ |
| İş en ince sanata, gizliliğe geldiğinde hala öğrenmen gereken çok şeyler var. | Open Subtitles | ما زال أمامك الكثير لتتعلمه عندما يتعلق الأمر بفنون السرية |
| Onların gizliliğe ne kadar önem verdiklerini tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | انا اتخيل انهم كانوا فى حاجة الى السرية الشديدة. |
| Hayır, gizliliğe ihtiyacım var. Evet, hep böyleydi. | Open Subtitles | لا , لا انا احتاج للخصوصيه نعم انا كنت كذلك دائما |
| Eğer bu kadınları aynı yerde tutuyorsa bayağı gizliliğe gerek duyar. | Open Subtitles | إن كان يبقي بأولئك النساء في أماكن مشابهة فسيحتاج إلى الكثير من الخصوصية |
| Kurbanlarını orada saklayamaz. gizliliğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا يمكنها إبقاء الضحايا في منشأة للمرضى الداخليين، تحتاج إلى الخصوصية |
| Bu adamlar, gizliliğe çok önem verirler. | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص في الصورة يأخذون مسألة الخصوصية بجدية كبيرة |
| gizliliğe ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | في وسط المدينة ، كانوا بحاجة إلى الخصوصية |
| gizliliğe ihtiyacım olduğunu söylemiştim. Kastettiğim bu değildi. | Open Subtitles | قلت أني أحتاج إلى الخصوصية لستً هذا ما أعنيه |
| Benim işim mutlak gizliliğe dayanır. | Open Subtitles | ـ يا له من أمر مُخزي ـ عملي يعتمد على الخصوصية المُطلقة |
| Kloroform. - Takdir edersin ki gizliliğe ihtiyacımız var. | Open Subtitles | هذا كلوروفورم بالتأكيد تتفهمين ضرورة السرية |
| gizliliğe önem verdiğini biliyorum ve senden bu kuralını çiğnemeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم أنّك تعتمد على السرية وسأطلب منكَ تخطّي هذا |
| Ona atfedilen gizliliğe bakılırsa bundan sadece bir navigasyon cihazı olduğu sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | بالنظر إلى السرية التي صنعته، وبهذا أستنتج أنه جهاز للملاحة. |
| Ona atfedilen gizliliğe bakılırsa bundan sadece bir navigasyon cihazı olduğu sonucunu çıkarıyorum. | Open Subtitles | بالنظر إلى السرية التي صنعته، وبهذا أستنتج أنه جهاز للملاحة. |
| Ama Fraunhofer, konu saf bilimsel araştırmalar olduğunda böyle bir gizliliğe tamamen karşıydı. | Open Subtitles | ولكن فرانهوفر لم يسمح بهذا الشكل من السرية حينما كان الأمر يخص أبحاثه العلمية |
| Bu işin gerektirdiği gizliliğe yeni olduğum gibi herhangi birine ya da herhangi bir şeye henüz tam olarak güvenemiyorum. | Open Subtitles | كما أنا جديد على السرية التي يتطلبها هذا العمل و أنا بالفعل وجدت نفسي غير راغب لأضع ثقتي الكاملة في أي شخص أو أي شيئ |
| Hayır, gizliliğe ihtiyacım var. Evet, hep böyleydi. | Open Subtitles | لا , لا انا احتاج للخصوصيه نعم انا كنت كذلك دائما |
| Onun gizliliğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | وهو بحاجه للخصوصيه |
| Oğlunuz gizliliğe meyilli hep. | Open Subtitles | إبنك كان لديه دائماً ميل للسرية |