Politik hırsları olan, kendini çok önemli gören bir adamla evli. | Open Subtitles | والمتزوجة من رجل له طموح سياسى. والذى يشعر باهميته بدرجة كبيرة. |
Çünkü kendi küçük imparatorluk hırsları vardı. | Open Subtitles | حيث كان لديها طموح إمبراطوري مصغر خاص بها |
Richard'ın hırsları onu burada öldürtecektir. | Open Subtitles | طموح ريتشارد سوف يتسبب في قتله في هذا المكان |
Muhammed'i politik hırsları olan bir sahtekâr ve Kuran'ı da şeytanın eseri gibi gösterdiğini iddia etmektedirler. | Open Subtitles | له طموحات سياسية بحتة والقرآن كعمل من الشيطان |
Bir sınıfın veya cemiyetin üyesi değil kendi arzuları, hırsları ve kaderleriyle tanımlanan kişilikler. | Open Subtitles | لسنا أعضاء طائفة أو نقابة لكننا نتميز عن بعضنا في الرغبات و الطموحات و المصائر |
Lütfen neden böyle düşündüğümü sorma ama uşaklık kariyerinden daha fazlası olma konusunda hırsları olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | رجاءً، لا تسألني لماذا أعتقد ذلك أظن أن طموحاته تتجاوز بكثير ما يمكن أن تقدمه له مهنة خادم |
Siyasal hırsları olmasının karşılığı. | Open Subtitles | هذا ما يحصل عليه نتيحة طموحه السياسى |
Mike, bazı insanların hayatta kazanmaktan daha büyük hırsları vardır. | Open Subtitles | (مايك)، لدى بعض الأشخاص طموح أكبر من الفوز في الحياة. |
Ego ve hırsları olmayan bir tek ruh.. | Open Subtitles | لتكوين روح واحدة ليس لها غرور أو طموح |
Mike, bazı insanların hayatta kazanmaktan daha büyük hırsları vardır. | Open Subtitles | (مايك)، لدى بعض الأشخاص طموح أكبر من الفوز في الحياة. |
Geleceğe dair hırsları da yok. | Open Subtitles | ولا طموح للمستقبل. |
Benim tam tersim. Ne hırsları ne amaçları vardı. | Open Subtitles | لم يكن لديه أية طموح أوهدف.. |
Ordudaki hırsları sır değil. | Open Subtitles | طموح جيشه ليس سِرا على أحد |
Yahuda Krallığı'nda, yayılmacı hırsları Filistin'i gerçek varislerinden alan gayrimeşru devlet İsrail'e bakın. | Open Subtitles | أنظروا إلى دولة اليهود الغير شرعية والتي لها طموحات توسعية قامت بإغتصاب فلسطين من أهلها الحقيقيين |
Politik hırsları olan bir o. Suçluları yakalamak konusunda kendini kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | لديه طموحات سياسية , هو يحاول أن يسوق لنفسه كمعادي للجريمة |
Trajik bir şekilde, Joe'nun hırsları yeteneklerini aştı. | Open Subtitles | المؤسف أن طموحات "جو" تخطت قدراته |
Bu hırsları içine dolduran kişi Emma yabancılarla yaşayan Emma dünyevi meselelerle ayartıyor seni. | Open Subtitles | إنها (إيما) من يزرع هذه الطموحات بكِ... (إيما) التي عاشت مع الغرباء، تغويكِ بأشياء دنيوية. |
Korkarım Richard, oğlumu sadece hırsları için kullanacak. | Open Subtitles | "أخشى أن (ريتشارد) سيستغل ابني لخدمه طموحاته فقط" |
Onun hırsları benimkiyle tutarlı değil. | Open Subtitles | طموحاته لا تتفق معي |
Kardeşin hırsları için seni orospu yaptı. | Open Subtitles | ..أخيك جعلك عاهرة لخدمة طموحه |
Başkalarıysa tutkuları ve hırsları arasında. | Open Subtitles | في حين آخرين يعلقون بين رغاباتهم وطموحاتهم |
Bir filmin sanatsal hırsları olmadığında, 1 haftada rafa kalkacağını sanırsınız. | Open Subtitles | يراود هذا الإعتقاد الفني عندما تكون طّموحته بالفيلم عالية. فقد يهبط الفيلم في أسبوع. |