| Kurtulduk. Onu Hız Gücü'ne attık. Uzaya fırlatmak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | فعلنا، ألقيناه في حقل قوة السرعة وهذا أشبه بإلقائه في فضاء خارجي |
| Bundan dört yıl sonra, Dr. Brent, Savitar'ı Hız Gücü'ne hapseden teknolojiyi icat edecek. | Open Subtitles | أربع سنوات من الآن، الدكتور العلامة التجارية يخترع التكنولوجيا أن الفخاخ سافيتار في قوة السرعة. |
| Savitar'ı Hız Gücü'ne hapsetmeye yetecek kadar güç sağlamalı. | Open Subtitles | التي ينبغي أن توفر كمية اللازمة من الطاقة إلى فخ سافيتار في قوة السرعة. |
| Sen Hız Gücü'ne hizmet ediyor olabilirsin Flash ama ben ona hükmediyorum. | Open Subtitles | ربما تخدم قوة السرعة أيها البرق لكني أحكمها |
| Beni tutabilecek tek yere. Hız Gücü'ne. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي يمكنه احتجازي هو قوة السرعة |
| Yapabileceğimiz tek bir şey var. Hız Gücü'ne atmak. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لنفعلها ألقه في قوة السرعة |
| Hız Gücü'ne kendi başına atacak kadar hızlı değilsin. | Open Subtitles | لست سريعًا كفايةً لتلقِ به إلى قوة السرعة بنفسك |
| Onu kendi başına Hız Gücü'ne atabilecek kadar hızlı değilsin. | Open Subtitles | لست سريعاً كفاية لرميّه في قوة السرعة بنفسك |
| Gelecekteki ben dedi ki, bundan dört yıl sonra, Dr. Brand Savitar'ı Hız Gücü'ne hapsedecek olan teknolojiyi icat edecekmiş. | Open Subtitles | نسختي المستقبلبة هيا من قالت ذلك أربع سنوات من الآن، دكتورة براند تخترع جهاز متطور الذي سوف يحبس سافيتار في قوة السرعة. |
| Ve onu Hız Gücü'ne hapsedebiliriz. | Open Subtitles | نظريا، يمكننا استخدام السرعة الخاصة به ضده. و يقع في الفخ في قوة السرعة. |
| Beni cehennem gibi bir sonsuzluk boyunca Hız Gücü'ne hapsettin. | Open Subtitles | حبستني في قوة السرعة لأبدية موحشة كالجحيم |
| Felsefe Taşı'nı Hız Gücü'ne fırlattığımda yanlışlıkla geleceğe gittim. | Open Subtitles | حينما رميت "حجر الفيلسوف" بداخل قوة السرعة |
| - Olamaz. Diğerini Hız Gücü'ne attım. | Open Subtitles | لا يمكن، ألقيت الآخر في قوة السرعة |
| Ama Felsefe Taşı'nı Hız Gücü'ne atmıştık. | Open Subtitles | -ولكننا ألقينا حجر الفيلسوف إلى داخل قوة السرعة |
| Savitar'ı Hız Gücü'ne hapsettin. | Open Subtitles | لكنك حبست سافيتار في قوة السرعة |
| Onu Hız Gücü'ne atalım. | Open Subtitles | نرميه بداخل قوة السرعة |
| Gelecekte Tracy Brand beni Hız Gücü'ne hapsetmişti. | Open Subtitles | (تريسي براند) حبستني داخل قوة السرعة في المستقبل |
| Sandığı Hız Gücü'ne attığından beri. | Open Subtitles | -منذ ألقيت العلبة إلى قوة السرعة |
| Sence Barry'yi Hız Gücü'ne gönderen şey bu muydu? | Open Subtitles | تظنين أن عليكِ إلغاء ذهاب (باري) إلى (قوة السرعة)؟ |
| - Beni Hız Gücü'ne göndermiştin. | Open Subtitles | أنت أرسلتني إلى قوة السرعة |