| hızlandırılmış güneş enerjisi emilimine devam etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتنابع تسريع إمتصاصك للطاقة الشمسية الصفراء |
| hızlandırılmış güneş enerjisi emilimine devam etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتنابع تسريع إمتصاصك للطاقة الشمسية الصفراء |
| Suyun iyonlaşması, serbest köksel atom üretir bu da, hızlandırılmış mutasyonlara neden olabilir. | Open Subtitles | تأيّن الماء يتسبب في إنتاج ذرات حرّة والتي يمكن أن تتسبب في تسريع الطفرات. |
| Şimdi bunun üzerinde düşünmek için, size öncelikle beynin nasıl çalıştığı konusunda bir hızlandırılmış kurs vermem gerek. | TED | الآن للنظر في هذا، سأحتاج أولاً إعطائكم نبذة مكثفة في كيفية عمل الدماغ. |
| Çince bilmiyorum, öyleyse sana hızlandırılmış ders vereceğim. | Open Subtitles | وأنا لا أجيد الصينية إذا , سنعطيك دروسا مكثفة |
| Bu nedenle hızlandırılmış bir 24 saat süresi talep ediyoruz. | Open Subtitles | وعليه فإننا نطلب تحديد موعد نهائي مستعجل وهو 24 ساعة |
| Evet, Finn hazır değil. hızlandırılmış duruşma taktiği bizim için çalışıyor. | Open Subtitles | نعم, (فين) غير مستعد و خطة المحاكمة المستعجلة تعمل لصالحنا |
| Seninle önümüzdeki 24 saat boyunca burada kalacağız ve ilişkimizi hızlandırılmış olarak yaşayacağız. | Open Subtitles | سأختبئ معك للـ 24 ساعة القادمة ونستطيع تسريع علاقتنا |
| hızlandırılmış çekimde başta yumurtaların sadece çoğaldığı görülüyordu. | Open Subtitles | عند تسريع المشهد،نري في البداية تضاعف الخلايا |
| Fizikte hızlandırılmış derece almak gibi oldu. | Open Subtitles | لذا فنحن نقوم بمايسمى عملية تسريع في الفيزياء، |
| Şu anki görüntüsünü oluşturmak için hızlandırılmış yaşlandırma programı kullandık. | Open Subtitles | لقد استخدمنا برنامج تسريع الشيخوخة لتخليق صورة مما يبدو علبه شكله الآن |
| İnsan gözünün seçebileceğinden yavaş hareket ediyor olabilirler Argentiére buzulunun bu hızlandırılmış görüntüsü buzun çok hareketli olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تئن وتئن كلما انزلقت لأسفل الجبل من الممكن أنها تتحرّك ببطء بالنسبة لأعين البشر ليلاحظوها ولكن عند تسريع الفلم المصوّر لأنهار الـ الأرجنتيير المتجمّدة يظهر الثلج بتحركات كثيرة |
| Sorun değil. hızlandırılmış motosiklet kursu. | Open Subtitles | لا مشكلة، دورة مكثفة في قيادة الدرجات النارية |
| O en az dört yıl alır. Biz hızlandırılmış kurs istiyoruz. | Open Subtitles | سيستغرق هذا أربع سنوات نريد دروسا مكثفة خاصة |
| Sorun değil. hızlandırılmış motosiklet kursu. | Open Subtitles | لا مشكلة، دورة مكثفة في قيادة الدرجات النارية |
| Danielle Marchetti hızlandırılmış pasaport için başvurmuş. | Open Subtitles | دانييل ماريكيتي قامت بطلب جواز سفر مستعجل |
| Danielle Marchetti hızlandırılmış pasaport için başvurmuş. | Open Subtitles | دانييل ماريكيتي قامت بطلب جواز سفر مستعجل |
| İki gün önce hızlandırılmış vize aldım. | Open Subtitles | لذا، أصدروا لي جواز سفر مستعجل منذ يومين |
| Seattle Pres'ten gelişmiş travma eğitimleri alıyorlar buraya da hızlandırılmış temel cerrahi yöntemleri kursu almak üzere geldiler. | Open Subtitles | وقد تلقوا تدريبات متقدمة لعلاج الرضوح مع "سياتل بريز"، وهم هنا لأخذ دورة مكثّفة في مهارات الجراحة الأساسية. |
| Ölümleri acımasızca hızlandırılmış. Yani çabuk yaşlanma. | Open Subtitles | موتهم كان متسارع بشكل مميت الشيخوخة السريعة |
| Eğer hızlandırılmış programına bağlı kalırsa bu gece saldıracaktır. | Open Subtitles | لو حافظ على جدوله الزمنى المتسارع فسيهاجم الليلة |