| - Bizim korumamızı falan haketmiyor. - O aileden, Alec. | Open Subtitles | انه لا يستحق حمايتنا له انه من العائلة يا أليك |
| Bu saçma bir oyun fakat benim bir inancımın altını çizmiş oluyor; dünya düzenlerle dolu fakat bu düzenler her zaman bizim saygımızı haketmiyor. | TED | هذه لعبة غبية، لكنها تؤكد إيمانًا لدي، بأن العالم مليء بالترتيب الذي لا يستحق احترامنا بالضرورة. |
| Bu onun hakkı sanırım. Hiç haketmiyor olsa da. | Open Subtitles | و هذا صحيح كما أعتقد و لكنه لا يستحق أياً منه |
| Hiçbiri seni haketmiyor. | Open Subtitles | لا أحد منهم يستحقك |
| Yani daire onda kalıyor. Gerçi haketmiyor. | Open Subtitles | سيحتفظ بالشقة برغم أنه لا يستحقها. |
| Seçime giren adaylarımızı tanımayı haketmiyor muyuz sence? | Open Subtitles | ألا تظننا نستحق معرفة من هو منتخبنا الرسمي ؟ |
| Robin, sana öyle davrandıktan sonra bu adam ikinci bir şansı haketmiyor. | Open Subtitles | ذلك (سايمون) الذي التقينا به؟ (روبن) هذا الشخص لايستحق فرصة ثانيه |
| George bugün otoparkta olanlardan dolayı suçlanmayı haketmiyor, efendim. | Open Subtitles | جورج، لا يستحق اللوم عما حدث اليوم في ساحة السيارات، سيدي. |
| Çok etkilendim Bunu senden daha fazla kimse haketmiyor | Open Subtitles | أنا مندهش كثيراً لا أحد يستحق ذلك أكثر منك |
| Böyle bir üzüntüyü haketmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق هذا النوع من الحزن سيكون بداخل مأزق كبير |
| Hatta kendiyle yüzleşip U2'dan hayırsever biri olsa bile hala o ateşli kadını haketmiyor. | Open Subtitles | ومع ذلك فإنه لا يستحق زوجة في مثل هذه الإثارة ربما قد عاقبته كارما في أشياء أخرى سرية |
| Bu mahalle birinci sınıf bir parkı haketmiyor mu? | Open Subtitles | الا يستحق هذا الحي منتزة من الدرجة الاولى؟ |
| Gerçek bir ev ve gerçek bir aileyi haketmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنه يستحق أن يجد منزل حقيقي وعائلة حقيقية ؟ |
| O bunu haketmiyor. Kimse haketmiyor. | Open Subtitles | أنها لا تستحق تلك النبرة , لا أحد يستحق ذلك |
| Kimse kızını görmeden yaşayacağı bir hayatı haketmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يستحق أن يمضي بحياته دون أن يرى ابنته |
| Sevgiline de söyle yeni işini haketmiyor ya da sen. | Open Subtitles | وأخبري حبيبكِ أنه لا يستحق وظيفته الجديدة او أنتِ |
| Yaptığı şeyden sonra, adam denmeyi haketmiyor. | Open Subtitles | لا يستحق أن ينادى بالرجل وتحديداً ليس بعد ما قام به |
| Moipa gömülmeyi haketmiyor. | Open Subtitles | إن مويبا لا يستحق أن يعيش على الأرض |
| Yo, o olamaz. O bir hediyeyi haketmiyor. Ondan nefret ediyorum! | Open Subtitles | لا, ليس هو انه لا يستحق الهدية, اننى أكرهه! |
| O seni haketmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحقك |
| Dean onu haketmiyor. | Open Subtitles | انه لا يستحقها كل ما يفكر فيه هو الجنس |
| İkinci bir şansı haketmiyor muyuz? | Open Subtitles | ألا نستحق فرصة ثانية ؟ |
| Onursuz bir şekilde ölmeyi haketmiyor. | Open Subtitles | إنه لايستحق الموت بدون مجد |
| Suyu haketmiyor. | Open Subtitles | فهو لا يستحقّه |