| Quizblorg, Quizblorg hakkında iyi şeyler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أشياء جيدة عن كويز بلورج أنا أكره الترجمات |
| Ama bana belki başkası için bunu yaparken hakkında iyi bir fikir verdi. | Open Subtitles | لكنه أعطاني فكرة جيدة عن ربما فعل هذا لشخص آخر |
| Biz aslında insanları kendileri hakkında iyi hissetmelerini sağlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول في الواقع لجعل الناس يشعرون بالرضا عن أنفسهم. |
| Mai Tai dövüşleri hakkında iyi şeyler yazabilir, seni Birleşik Devletler'de meşhur edebilir. | Open Subtitles | قد تكتب أشياء رائعة عن قتال الموى تاى وتجعلك مشهورا فى الولايات المتحدة الأمريكية |
| Devam et, karşılığında bana birşey ver. -Kendin hakkında iyi hissedeceksin. | Open Subtitles | يجب ان تعطينى شيئاً فى المقابل سوف تحصل على شعور جيد حيال نفسكَ |
| Şunu itiraf etmelisin ki yedigün hakkında iyi bir tespit yaptım. | Open Subtitles | عليك أن تقرّي بالرغم من ذلك كانت وجهة نظر جيدة بشأن عصير أورونجينا |
| Gördün mü? Emekli olduğunda, çocukların bile hakkında iyi şeyler söylüyor. | Open Subtitles | رأيت، تتقاعد، حتى أطفالك يقولون أشياء جيدة عنك. |
| Sizi bilmem çocuklar, ama bu gezegen hakkında iyi hislerim var. | Open Subtitles | لا أعلم عنكم, لكني ينتابني شعور جيد عن هذا الكوكب |
| Bana Tom Ripley hakkında iyi bir şeyler söyle. | Open Subtitles | أخبرني ببعض الأشياء الجيدة عن توم ريبلي |
| Değişiklik olsun diye, Karl hakkında iyi şeyler söylemek iyi geldi. | Open Subtitles | كان من الجيد أن أقول بضعة .. أشياء جيدة عن "كارل" على سبيل التغيير |
| Wyoming hakkında iyi şeyler duydum. | Open Subtitles | سمعت اشياء جيدة عن ومنغ انها مكان جميل |
| Ama sana Vatikan'da yaşamanın güzelliği hakkında iyi bir fikir verecek. Çünkü öyle. | Open Subtitles | لكنه سيعطيك فكرة جيدة عن (كم ممتعه الحياة في مدينة (الفاتيكان |
| Repliğim; "Shereen, umarım Dr. Mogutu'nun endoskopim hakkında iyi haberleri vardır."dı. | Open Subtitles | النص كان" (شارين), أتمنى أن يكون لديك أخبار جيدة" "عن عملية المنظار" |
| Gallo hakkında iyi haberlerin olduğunu söyle lütfen. | Open Subtitles | من فضلك اخببرني ان اتيت بأخبار جيدة عن (جالو) |
| Biliyorum, ama ne zaman bir şeyler içmesem kendim hakkında iyi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم, لكن عندما لا أشرب في كل الاوقاب أشعر بالرضا عن نفسي |
| Kendiniz hakkında iyi hissetmiyorsunuz, bu yüzden de etrafınızdaki her şeye göz yaşı dökmeniz gerek. | Open Subtitles | أنتم لاتشعرون بالرضا عن أنفسكم لذا تقومون بتشويه كل ماحولكم |
| Mai Tai dövüşleri hakkında iyi şeyler yazabilir, seni Birleşik Devletler'de meşhur edebilir. | Open Subtitles | قد تكتب أشياء رائعة عن قتال الموى تاى وتجعلك مشهورا فى الولايات المتحدة الأمريكية |
| Well Spring hakkında iyi şeyler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت اشياء رائعة عن ويل سبرينغ |
| Evet, burası hakkında iyi bir his var. | Open Subtitles | نعم لدي شعور جيد حيال هذا المكان |
| Burası hakkında iyi hislerim var. | Open Subtitles | لديَ شعورٌ جيد حيال ذلك |
| Çay hakkında iyi şeyler duymuştum. | Open Subtitles | أسمـع أشيـاء جيدة بشأن الشـاي |
| OKT hakkında iyi haberlerim var. | Open Subtitles | (لويد), لدي أخبار جيدة بشأن "ت.ت.ب" |
| Bu seni çok şaşırtabilir ama... hakkında iyi şeyler duyuyorum. | Open Subtitles | قد يفاجئك هذا الأمر تماماً... ولكنني سمعت أشياء جيدة عنك |
| Vatanımız hakkında iyi bir izlenimle evine dönmesini sağlayacaksın. | Open Subtitles | وتتأكد أن يعود لبلاده بتقرير جيد عن وطننا |
| Bana Tom Ripley hakkında iyi bir şeyler söyle. | Open Subtitles | أخبرني ببعض الأشياء الجيدة عن توم ريبلي |