| Babam bana ondan uzak durmamı söylemişti ve tamamen haklıydı. | Open Subtitles | أمرني والدي بالإبتعاد عن ذلك الفتى، و كان محقاً تماماً |
| Çok kibirli ve küçümseyen bir tavrı vardı ama işin aslı haklıydı. | Open Subtitles | وهو كان متعالياً جداً ومتغطرس , لكن أتعلم ؟ لقد كان محقاً |
| Annen rutubet hakkında haklıydı. Böyle bir şeyi hiç görmedim. | Open Subtitles | أمك كانت محقة بشأن المكب لم أرى بحياتي مثل هذه |
| Julius, ihtişam ve güzellik sayesinde sonsuza dek güncel kalacak bir Vatikan hayal eden bir adamdı ve haklıydı. | TED | كان يوليوس رجلاً وضع تصورا للفاتيكان حتى يبقي مواكبا للعصر للأبد بعظمته و جماله، و كان على حق. |
| Bana kalırsa Bay Leland haklıydı. Bu savaş, Bay Kane'in savaşıydı. | Open Subtitles | ..اعتقد ان السيد ليلاند كان محقا لقد كانت حرب السيد كين |
| Kendra haklıydı. Azdım, ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك |
| Dr. Raymond haklıydı. | Open Subtitles | دكتور ريموند كان محق بخصوصنا نحن الاثنان |
| Kesinlikle ve Stevenson tek bir konuda haklıydı. | Open Subtitles | بالضبط , وستيفنسون كان محقاً حول هذا الأمر |
| O haklıydı. Bütün oyunu mahvediyor. O farketmişti. | Open Subtitles | لقد كان محقاً ، إنها تحطم المسرحية كلها ، لقد لاحظ ذلك |
| Ben de kontrol ettim ve haklıydı. | Open Subtitles | حتى أنه عرف رقم الصفحة لذلك تفقدتها و كان محقاً |
| Hayır.Belki de haklıydı.Tedaviden sonra gitmemeliydim. | Open Subtitles | لا ربما كان محقاً و لم يكن علي ترك الدواء |
| Senin Esme bir konuda haklıydı - kırsal kesime karşı gelemezsin. | Open Subtitles | إن زوجتك كانت محقة بشيء واحد بأنك لا تستطيع مقاومة الريف |
| Annem söylediklerinde haklıydı. Alt tabakadan insanlarla muhatap olmamalıydım. | Open Subtitles | أمي كانت محقة بما قالته لم يكن ينبغي أن أتورط مع عائلة وضيعة |
| Sherry, LA'tan yapılan askeri tahliye konusunda haklıydı. | Open Subtitles | شيري كانت محقة بشأن الاخلاء العسكرى من لوس انجلوس |
| Beni sevmediğini öğrenmek zor bir dersti, ama biliyor musunuz, o haklıydı. | TED | وهكذا، كان الدرس قاسيًا بأنه لا يحبني، لكن كما تعلمون، كان على حق. |
| Kabullenmem haftalar aldı, ama doktor haklıydı; depresiftim. | TED | استغرق الأمر أسابيعًا قبل أن أقتنع، ولكن الطبيب كان على حق: لقد كنت مُصابة بالاكتئاب. |
| Biliyor musun, belki de haklıydı. Silahını elinden alıp, seni tekrar ahıra göndermeliyim. | Open Subtitles | ربما كان محقا ، يجدر بي أن آخذ مسدسك وأعيدك إلى الإصطبل |
| Kendra haklıydı. Azdım, ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك |
| Spike benzinlikte haklıydı. SıyrıI bundan! | Open Subtitles | أعتقد أن سبايك كان محق عندما كنا في محطة البنزين توقفي عن الشعور بذلك |
| Büyüleyici sonuçlar çıktı. Çünkü özürsüz yalan söylemesi hariç, menajer haklıydı. | TED | والنتائج كانت رائعة لأن هذا العميل كان محقًا تمامًا |
| Hatırlatma. İkinci okumanın sonrasında vardığım kanı; psikoanalistim haklıydı | Open Subtitles | مُلاحظة لنفسي، بناء على القراءة الثانية، مُحللي كان مُحقاً |
| Ayrılmakta haklıydı. Şimdi ikisi de mutlu. | Open Subtitles | كانت محقّة بشأن قرار المغادرة، كان هذا أفضل |
| - Racetrack haklıydı. Çaylaklara özgü ahmak bir hata yaptın. | Open Subtitles | مضمار السباق كانت مُحقة لقد قمت بإرتكاب خطأ كبير أحمق |
| Bana karşı sertti ama belki de haklıydı. | Open Subtitles | كان قاسي علي، أتعلم؟ لكن ربما كان محقًّا. |
| Belki de Lux ilk tanıştığımızda söylediklerinde haklıydı. | Open Subtitles | ربما لكس كانت محقه ، عندما قالت لي عندما قابلتها لأول مرة |
| Uçuşan Meksikalı iskeletler haklıydı hayatım sona erdi. | Open Subtitles | تلك الهياكل العظميّة المكسيكية المحلقة، كانو محقين. |
| Evet ama benim hakkımda söylediklerinde haklıydı. | Open Subtitles | أجل، حسناً، هي كانت مُحقّة بشأني |
| 100 yıl geçmişti; ancak sonuçta Bouvard haklıydı. | TED | لقد استغرق الأمر 100 سنة، ولكن في النهاية كان بوفارد على صواب. |