| - Her şeyi elektronik olarak hallediyor. | Open Subtitles | كيف يتمكن من دفع إيجار مسكنه؟ إنه ينجز كل شيء إليكترونياً. |
| Ama Eddie yirmi, otuz tanesini hallediyor. | Open Subtitles | لكن إيدي يمكنه أن ينجز عشرين أو ثلاثين |
| Evden çıkarken acele ettiğimizde, yapacak çok işimiz olduğunda, her şeyi o hallediyor, benim de saç ve makyaj yapmaya vaktim kalıyor. | TED | وعندما نهمّ بالخروج من المنزل مسرعين ولدينا الكثير من الإرتباطات، فهو يتولى كل شيء، لذلك يتوفر لي الوقت، لأصفّف شعري وأضع زينتي. |
| Sanırım bunu hallediyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنه نوعا ما يتولى هذا الأمر |
| İşleri her seferinde hallediyor görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت دوماً ما تنجز أعمالك. |
| Evet, bazen orada kıyıya vuruyorlar. Seth hallediyor. | Open Subtitles | أجل، يجرفهم التيار من وقت لآخر، و(سيث) يتدبر أمرهم. |
| "O, her işi ofisinde hallediyor. | Open Subtitles | ان هذا الرجل يقوم بكل شيء في مكتبه |
| FBI o işi hallediyor. | Open Subtitles | المباحث تولّت الأمر. |
| İşleri sandığından çok daha hızlı hallediyor. Whistler yarına kadar dışarıda, tamam mı? | Open Subtitles | إنّه ينجز الأمور أسرع منك بكثير، سيخرج (ويسلر) بحلول الغد، حسناً؟ |
| Yukarda, işlerini hallediyor. Cory, kaldır kıçını da... | Open Subtitles | ـ أنه في الأعلى ينجز أعماله ـ( كوري)،أنزلإلى.. |
| Bak Chazz işini hallediyor. | Open Subtitles | انظرى لشاز انة يتولى كل شئ |
| Hepsini onlar hallediyor. | Open Subtitles | إنهم هم من يتولى إدارة كل ذلك |
| Ekip hallediyor. | Open Subtitles | الفريق يتولى الأمر |
| Anneciğin bir işi hallediyor. | Open Subtitles | تنجز بعض العمل هنا، |
| Amelia'nın neden onu istediğini anlıyorum. Edwards her şeyi hallediyor. | Open Subtitles | (فهمت لماذا تطلبها (إميليا إدواردز) تنجز الأمور) |
| Evet, bazen orada kıyıya vuruyorlar. Seth hallediyor. | Open Subtitles | أجل، يجرفهم التيار من وقت لآخر، و(سيث) يتدبر أمرهم. |
| Russell, muhasebeyi hallediyor ve Çin'deki ortaklarıyla çalışıyor. | Open Subtitles | راسل " ، يقوم بكل الحسابات " و يعمل مع الشركاء في الصين |
| O hallediyor Nate. | Open Subtitles | لقد تولّت الأمر (نيت). |