| Evet, intihardı, ama rapora göre... intihar ettiği zaman, üç haftalık hamileymiş. | Open Subtitles | بالفعل ، ولكن التقرير يقول أنها عندما انتحرت كانت حامل بالأسبوع الثالث |
| Başının üst kısmına vurulduğunda kurban hamileymiş. | Open Subtitles | كانت الضحية حامل عندما تم ضربها على رأسها |
| Dediklerine göre Anne hamileymiş ve kral, onun çocuğunu tahtın varisi yapacakmış. | Open Subtitles | يقولون أن آن حامل بالفعل والملك يرغب بشدة في تعيين طفلها على العرش |
| Sadece altı aylık evlilermiş. Kız hamileymiş. Adam depresyon tedavisi görüyormuş. | Open Subtitles | لقد تزوجا لستة أشهر ، وكانت حبلى ، وقالت أن لدىابنهاحالةمنالإحباطوالتوتر.. |
| Kızınız dört haftalık hamileymiş. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | بأن إبنتكي كانت حاملاً في الإسبوع الرابع أنا آسفة للغاية |
| Karısı boğulurken, onu kurtarmaya çalışmış ve hepsinin ötesinde, karısı hamileymiş. | Open Subtitles | -كانت تغرق بينما هو يحاول نجدتها -و الاسوأ انها كانت حامل |
| Karısı hızlı koşamıyormuş. Çünkü hamileymiş. | Open Subtitles | زوجتـهُ لم تستطـع الرّكضَ سريعـاً لأنّهـا حامل. |
| Kız onun yerine çukura girmiş. Kız hamileymiş, çocuk paralı askerdenmiş. | Open Subtitles | أخذت مكانه في الحفرة وقد كانت حامل، حامل بطفل المرتزق |
| Amanda hamileymiş ama bebek Başkan'dan değil. | Open Subtitles | فصائل الدم غير متطابقة أماندا كانت حامل ولكن الطفل ليس من الرئيس |
| Soruşturmanız için gerekli mi bilmiyorum ama 4 haftalık hamileymiş. | Open Subtitles | أشكّ لو أنّ هذا يهمّ قضيّتك، ولكنّها كانت حامل في الأسبوع الرابع. |
| - Bizim kasiyer hamileymiş. - Ve evli değilmiş... | Open Subtitles | حسنٌ، محاسبتنا حامل ولكنّها ليست متزوجة، لذا |
| Kendini hamileymiş gibi yutturman hiç iyi bir başlangıç sayılmaz. | Open Subtitles | انتحالك لشخصية امرأة حامل لم تكن الحركة الافتتاحية الأقوى |
| Sonradan ortaya çıktı ki, hamileymiş ve ben fark etmemişim. | Open Subtitles | واتضح أنه.. هي كانت حامل, ولم أعلم ذلك |
| Bu örnek sanki sekiz yıllık hamileymiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | العينة تظهر أنه حامل منذ ثمانى سنوات |
| - Ön inceleme temiz. hamileymiş. | Open Subtitles | -نظامها خالى تماماً من السموم،و لكنّها كانت حامل. |
| Uçak kazasından hemen önce Chandler'ın karısı sekiz aylık hamileymiş. | Open Subtitles | زوجة تشاندلر كانت حامل في شهرها الثامن |
| Sekiz haftalık hamileymiş. | Open Subtitles | لقد كانت حامل بعمر ثمانية أسابيع |
| Ayrıca hamileymiş ve seks yoluyla bulaşan hastalığı varmış. | Open Subtitles | وكانت حامل ، وتعرضت لعدوي الايدز |
| Otopsi gösteriyor ki, doğum kontrol haplarını kullanmasına rağmen Martha Crittendon öldüğünde dört haftalık hamileymiş. | Open Subtitles | يشوّف تشريح الجثة مارثا كريتيندون كان أربعة أسابيع حبلى عندما ماتت، على الرغم من حبوب تحديد نسلها. |
| DNA incelemesine göre... öldürüldüğünde ondan hamileymiş. | Open Subtitles | كانت تواعد نيك كوزلوف في الحقيقة، عينات الحمض النووي أكدت بأنّها كانت حبلى بطفله في ذلك الوقت التي قتلت فيه |
| Neden? Yenice öğrendim ki torunlarımdan ikisi hamileymiş. | Open Subtitles | اكتشفت أن اثنين من حفيداتي المراهقات حبلى |
| Doktor notunun söylediğine göre dört aylık hamileymiş ancak bebek ölmüş. | Open Subtitles | وقد كانت حاملاً بالشهر الرابع ولكن الجنين قد توفي |
| En büyük dertleri bebek isimleriydi. Hilda hamileymiş. | Open Subtitles | أكبر مشاكلهما كانت العثور على أسماء للطفل,هيلدا كانت حاملا |