| Sultanın bin beş yüz kızdan oluşan bir haremi vardı. | Open Subtitles | ...كان لدي السلطان حريم ...به ألف وخمسمائة امرأة شابة |
| Bu adamın bir haremi var. | Open Subtitles | لقد حصلَ لنفسه على حريم |
| Borna'nın haremi, majesteleri. | Open Subtitles | حريم بورنا جلالتك |
| Bu harika hediyenin bir haremi baştan çıkarabileceğini garanti ederim. | Open Subtitles | أضمن أن هذه الهدية الرائعة ستجذب الحريم. |
| Muhtemelen, kraliyet haremi gibi. Uzun hikaye, başka bir zaman. | Open Subtitles | كنـًـا نطلق عليها أسم الحريم الملكي, فصة طويلة في وقت آخر |
| [Valide] haremi didik didik edin, bulun o yüzüğü! | Open Subtitles | فتشي الحريم وجدي ذاك الخاتم! |
| Bu Majestelerinin haremi. | Open Subtitles | هؤلاء حريم جلالتك. |
| O kadınlara "bilgisayarlar" dememiz gerekiyor, fakat, eeee fakat birden fazla ahbabın o avratlara Pickering'in haremi dediğini duydum. | Open Subtitles | "يفترض بنا أن ندعوا هؤلاء النسوة "حواسيب ...ولكن سمعت اكثر من شخص يشير اليهم "بـــ "حريم بيكرينغ |
| Bu hırsızlık vakası, bu haremi zehirler. | Open Subtitles | حادث السرقة هذا يسمم الحريم |
| Senin Bhagwan, haremi ve yüzlerce Rolls Royces arabasıyla yüzlerce kilometre uzakta yaşıyor! | Open Subtitles | - زعيمكم يعيش على بعد 4000 كم مع قصر الحريم الخاص به ومئات الـ(رولز رويس) |