| Dr. Whitehall kısa bir süre sonra Bayan Hargrave'ın tutuklanmasından serbest bırakılacak ve açıklayacak. | Open Subtitles | سيتم إطلاق سراح الدكتور وايتهال من حبس السيدة هارجريف قريبا, وهو سوف يشرح. |
| Buradayım çünkü Scottie Hargrave tarafından kaçırılmıştım. | Open Subtitles | أن هنا لأنه تم أختطافي من قبل السيدة سكوتي هارجريف |
| Öncelikle, Howard Hargrave ile işim yok. | Open Subtitles | في البداية, أنا لا أعمل... مع هوارد هارجريف. |
| Scottie Hargrave onun oğlu olduğunu bilmemesi görev için zorunlu bir durum. | Open Subtitles | من المهم للمهمة ألا تعلم (سكوتي هارجرايف) .. إنك إبنها |
| S. Hargrave'in bir iş teklif edeceğini söyledi. | Open Subtitles | يقول أن (سكوتي هارجرايف) ستعرض علي وظيفة |
| Yetkililer uçağın özel askeri anlaşmaların tartışmalı isimlerinden Howard Hargrave'e ait olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | أكدت السٌلطات أن (الطائرة تخص (هاورد هارجريف شخصية مُثيرة للجدل في بعض الأحيان |
| Susan Hargrave'i onu kaçırması için tuttu, ki bu yüzden onu bulmak için Hargrave ile birlikte çalışmalıyız. | Open Subtitles | قام بتوظيف (سوزان هارجريف) لإختطافها لهذا السبب نحتاج إلى العمل معها لإيجاده |
| Bugün ise o insanlar, Susan Hargrave hükümetin suç saydığı şeyi yaptığı için evlerine döndü. | Open Subtitles | اليوم ، عادوا إلى منازلهم لإن (سوزان هارجريف) التزمت بفعل ما تعتبره حكومتكم جريمة لإستعادتهم |
| Bayan Hargrave, onu ofisinde beklerken daha rahat edeceğinizi düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد السيدة (هارجريف) أنه من المُرجح أن تشعر بإرتياح أكبر لإنتظارها في مكتبها |
| Cristopher Hargrave henüz 3 yaşındayken kayboldu. | Open Subtitles | (لقد فُقد (كريستوفر هارجريف عندما كان يبلغ من العُمر فقط 3 سنوات |
| Susan Hargrave'in pek çok sırrı var ve bazıları seni de ilgilendiriyor. | Open Subtitles | لدى (سوزان هارجريف) الكثير من الأسرار بعضاً منها يخصك |
| Bay Reddington kadının adının Susan Scott Hargrave olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (السيد (ريدينجتون) يقول أنها تُدعى (سوزان سكوت هارجريف |
| Muhtemelen Hargrave'e onu araştırdığımıza dair haber uçurmuştur. | Open Subtitles | (قامت بالإجتماع مع (هارجريف من المُفترض أنها فعلت ذلك لتحذيرها بأن المكتب الفيدرالي على وشك التحقيق معها |
| Patronu bizi Hargrave'e götürecekse onu patronunu bulmak için zorlamalıyız. | Open Subtitles | (إذا كان بإمكان رئيسها توصيلنا بـ(هارجريف فنحنُ نحتاج إلى إجبارها لتُوصلنا بمُديرها |
| Onu ve Scottie Hargrave'i istiyorum. | Open Subtitles | (أود الإمساك به ، وأود الإمساك بـ(سكوتي هارجريف |
| Susan Hargrave aranan bir kaçağı çalıştırıyor. | Open Subtitles | لدى (سوزان هارجريف) هاربة مطلوبة لوجه العدالة ضمن مُوظفيها |
| Bir şey bana, Scottie Hargrave'in hayırı cevap olarak saymadığını söylüyor. | Open Subtitles | شيء ما يخبرني أن (سكوتي هارجرايف) ليست بالشخص الذي يرضى بكلمة لا كأجابة |
| S. Hargrave, şu an küresel bir bilgi toplama operasyonu görevinde ve bu bilgi ağını çok kötü bir şeyin... yararına kullanacak. | Open Subtitles | (سكوتي هارجرايف) لديها السلطة الآن على وكالة مخابرات عالمية و ستستخدم تلك الشبكة |
| Bayan Hargrave, Ben Rebecca Fuller, gazetenin editörüyüm ve bu da... | Open Subtitles | (سيدة (هارجرايف أنا (ريبيكا فولر) ، رئيسة تحرير الصحيفة |
| Bayan Hargrave, kaba olmak istemem fakat Jacob'u evlat edinirken... bağımlı bir anne tarafından terk edildiği söylendi bize. | Open Subtitles | (سيدة (هارجرايف لا أريد أن أكون وقحاً لكن تم إخبارنا و نحن نتبنى جاكوب) أن والدته) كانت مدمنة و تخلت عنه |
| Bay Hargrave'in kendisine ve başkalarına fiziksel olarak zarar verme tehdidi oluşturduğu teşhisi koyarak, psikiyatrik bakıma yatırılmasına karar vermiş. | Open Subtitles | (و استنتجوا ان السيد (هارجرايف يشكل تهديد بدني لنفسه و لغيره مبررة امر الأحتفاظ به |