| Ve böylece, büyük ulusumuz adına doğa harikalarından birini ithaf etmenin gururunu yaşıyorum. | Open Subtitles | و هكذا ، نيابة عن الكومنوولث العظيم إننى فخور بإهداء إحدى عجائب الطبيعية |
| Ülkenin batısında, doğal dünyanın harikalarından birinin oluşmasına neden oluyorlar. | Open Subtitles | ،في غرب البلاد تؤدّي لإحدى عجائب العالم الطبيعي |
| Bu aletlerin çoğu dönemin harikalarından olan statik yük ve manyetizmayı keşfetmek için geliştirilmişti. | Open Subtitles | أغلب هذه الابتكارات كانت بهدف اكتشاف عجائب الآونة كالكهرباء الأستاتيكية و المغناطيسية |
| Erkek denizatlarının bebek yapması dünyanın harikalarından biri. | Open Subtitles | رعاية ذكر حصان البحر هي واحدة من عجائب الدنيا السبع |
| Binası dünya harikalarından biri haline geldi. | Open Subtitles | بناياتها أصبحت من عجائب الدنيا |
| Dünyanın harikalarından biri olan İzlanda'daki Thingvellir'e geldim. | Open Subtitles | .إحدي عجائب العالم.ثينكرتلي جئت إلي |
| Gerçekten doğanın görkemli harikalarından biridirler. | Open Subtitles | إنها حقا واحدة من عجائب الطبيعة الساحرة |
| Virüsler gerçekten de dünyanın harikalarından biri. | Open Subtitles | الفيروسات هي حقا واحدة من عجائب العالم. |
| Dünyanın doğal harikalarından biri. | Open Subtitles | واحد من عجائب العالم الطبيعية |
| Doğanın harikalarından biridir. | Open Subtitles | إنه أحد عجائب الطبيعة |