| Bağlar tamamen iyileşti, yine de, sinir ve doku hasarı var. | Open Subtitles | تماصلاحكل الأربطة, مع ذلك , هناك ضرر في الأنسجة و الاعصاب |
| Kalkanlar ve hiper sürücü tekrar devrede. Ancak, gövde hasarı var. | Open Subtitles | لقد تمكنا من إعادة الدروع والقيادة الهجينة للعمل، لكن هناك ضرر كبير |
| Omurga hasarı var mı emin olmak için bir MRI ve sonucu okuyabilecek iyi bir doktor lazım. | Open Subtitles | انت تحتاج لفحص بالرنين المغناطيسي وطبيب مؤهل لقرائتها ليتاكد اذا كان هناك ضرر حادث للعمود الفقري |
| Haklısın. Burada ciddi bir osteo hasarı var. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} أنتِ محقة، يوجد تلف عظمي كبير هنا. |
| Kafa tomografisi temiz çıktı. 3. derece karaciğer hasarı var. | Open Subtitles | التصوير المقطعي لرأسه سليم ولكن يعاني من تلف كبدي من الدرجة الثالثة |
| Omurilik hasarı var. | Open Subtitles | إذا هناك إصابة في الحبل الشوكي. |
| Bu adamın ağır bir beyin hasarı var. | Open Subtitles | -هذا الرجل لديه تلف شديد بخلايا المخ |
| Ne yazık ki ayağında hala geniş doku hasarı var. | Open Subtitles | لكن مازال هناك ضرر أنسجة شديد في قدمه |
| İstasyon tahliye edilmiş olmalı çünkü ilk Soyuz... kayıp. İkinci Soyuz'da yüzey hasarı var... ve paraşütü açılmış. | Open Subtitles | لا بدّ أنها اُخليت لأن أول (سويوز) مفقودة" "هناك ضرر سطحي على (سويوز) الثانية |
| Çok fazla yumuşak doku hasarı var. | Open Subtitles | هناك ضرر كثير من الأنسجة. |
| Akciğer hasarı var. Hemen ameliyathane ayarla. | Open Subtitles | يوجد تلف حاد في الرئة |
| Yakışıklı prenste hareket ederse ölümüne neden olabilecek karaciğer hasarı var. | Open Subtitles | الأمير الساحر يعاني من تلف كبدي من الدرجة الثالة مما قد يقتله لو تحرك |
| Ve şu mucizevi şekilde iyileşen el hasarı var. | Open Subtitles | ثم هناك إصابة يده التي إلتئمت بأعجوبة |
| Wilson, geniş çaplı karaciğer hasarı var. | Open Subtitles | ،(ويلسون) لديه تلف شامل بالرئة |