| Ama bu ülkede, bunun hassas bir konu olduğunu anlamalıyız, tamam mı? | Open Subtitles | لكن في هذه الدولة، علينا ان نفهم ان هذه قضية حساسة حسنًا؟ |
| Yinede bu benim için hassas bir konu. Eminim anlıyorsundur. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، هذه قضية حساسة لي ، أنا متأكد بأنك تستطيع تفهم هذا |
| Biraz hassas bir konu. Yüz yüze konuşmamız gerekebilir. | Open Subtitles | حسنا انه أمر حساس ربما يجدر بنا التقابل شخصيا. |
| Evet bu çok hassas bir konu. Biliyorum ki aramızda kafasında bu düşünceyle gezenler var. | Open Subtitles | وهذا شيء حساس جدّاً الآن أنا سعيد جدّاً بوجود شخص لديه تفكير سليم |
| - Evet. İlk film için oldukça hassas bir konu. | Open Subtitles | ألا ترين ان هذا موضوع حساس بالنسبة إلى فيلم أول؟ |
| Bu, çevredeki insanlar için hassas bir konu. | Open Subtitles | إنّها مسألة حسّاسة بمن يحيطون به |
| Bu çok hassas bir konu. | Open Subtitles | حسناً , إنه موضوع حسّاس |
| Aile biraz hassas bir konu olabilir. | Open Subtitles | الأسرة هي أحيانا وهو موضوع شائك. |
| Hastanın ölmesinin hassas bir konu olabileceğini biliyorum, ben sadece... | Open Subtitles | لقد عرفت ذلك موت مريضك سيكون موضوع مزعج انا فقط |
| Özür dilerim. Bu benim için hassas bir konu. | Open Subtitles | أنا آسف ، لكنها مشكلة حساسة بالنسبة إلي |
| Yinede bu benim için hassas bir konu. Eminim anlıyorsundur. | Open Subtitles | على الرغم من هذا، هذه قضية حساسة لي ، أنا متأكد بأنك تستطيع تفهم هذا |
| Benim için çok hassas bir konu. | Open Subtitles | كل ما هنالك أن تلك قضية حساسة إليّ |
| Sorun değilse, vermemenizi tercih ederim. Burada çok hassas bir konu üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | لا , لا اعتقد ذلك انها قضية حساسة جدا |
| Söylemek üzere olduğum şey çok hassas bir konu bu yüzden bu konuda kimseyle konuşmayacağınıza dair söz vermeniz gerek. | Open Subtitles | ما أنا على وشك أن أقول أمر حساس لذلك أريدكم أن تعدوني بأنكم لن تذكروا هذا الأمر لأي أحد |
| Kaz tükürüğünün çok hassas bir konu olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أدرك أن بصاق الأوزة أمر حساس إليكِ |
| Bu çok hassas bir konu, bu yüzden sadece burada olması gereken kişiler kalsın. | Open Subtitles | أقصد, هذا شيء حساس, لذا أريد أن أضع حداً للأشخاص الذين يريدون أن يكونوا هنا |
| Çok şey oldu ve hassas bir konu bu. | Open Subtitles | في الحقيقة هناك اشياء كثير. وهو موضوع حساس. |
| Dalga geçme. hassas bir konu bu. | Open Subtitles | -هذا ليس ظريفاً، إنّها مسألة حسّاسة . |
| hassas bir konu olduğunun bilincindeyiz. | Open Subtitles | نفهم أنه موضوع حسّاس |
| hassas bir konu olduğunu düşünüyorlar sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنّهم يصفونه على أنّه موضوع شائك |
| Hayır, yani, hassas bir konu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لا , أعني , بأنه بدا وكأنه موضوع مزعج |
| Ama bu hassas bir konu. Elimden bir şey gelmez. | Open Subtitles | لكنها مشكلة حساسة لا يمكننى تدخل فيها |
| Evet. Tanrım! Bu çok hassas bir konu. | Open Subtitles | نعم ، السيد المسيح، هذا حساس جداً |
| Böyle bir skandala karışamam. Bu çok hassas bir konu... | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن يحدث لي فضيحة عامة أنه حساس جداً .. |
| Şu anda hassas bir konu olabilir ama ama bence su faturasının yarsından fazlasını ödemelisin. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا قد يكون أمر دقيق جداً الآن لكني أظن أنه يجب عليك ربّما أن تدفعي أكتر من نصف ثمن فاتورة الماء. |
| JuIius,senin için hassas bir konu olduğunu biliyorum... biz aynı değiliz aynı şekilde davranmıyoruz.. | Open Subtitles | جوليوس ، أعلم أن هذا الموضوع حساس جداً بالنسبة إليك ولكننا لا نشبه بعضنا ، ولا نتشابه بالتصرفات |