| Hassler helikopterin kontrolünü kaybetmişti ve yardım çağrısı yapıyordu. | Open Subtitles | على ما يبدو، فقد هاسلر السيطرة علي المروحية وكان يطلب النجدة |
| No9 parçaları Hassler'in helikopterinde nasıl bulundu ve ne arıyordu? | Open Subtitles | مثل كيف ولماذا قطع رقم 9 وُجدت في خزانات وقود مروحية هاسلر |
| Evet doğru. Hassler hava taşımacılık. | Open Subtitles | نعم,ذلك صحيح هاسلر لتأجير الطائرات |
| NAS Pensacola'daki kamu iletişim dairesi pilotun Hassler hava hizmetlerinin sahibi Carl Hassler olduğunu tespit etti. | Open Subtitles | مكتب المعلومات العامة ...في إن إيه إس بنسكولا ...عرّف الطيارُ الميت بكارل هاسلر... ...مالك خدمة هاسلر الجوية |
| Kyle Hassler? Okul takımının yarısı? | Open Subtitles | كايل هسلر, توبي فرانكس نصف فريق كرة الريشة |
| Bascom, Hassler, Peters haricinde hepsi. | Open Subtitles | كلهم بإستثناء باسكوم هاسلر,بيترز |
| Bascom Denver'de yaşıyordu. Hassler, Apalachicola'da. | Open Subtitles | باسكوم عاش في دينفر هاسلر,أبالاتشيكولا |
| Doktor Hassler birazdan kırık dişini onaracak. Gelebilmenize sevindik Bayan McClane. | Open Subtitles | هاسلر على وشك أن - تقوم بإصلاح نابه المكسور يسعدني أنك تمكنت من المجيء - |
| Aslında İspanyol Basamakları'ndaki Hassler Oteli'nde kalıyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن نسكن في فندق "هاسلر" في حي "سبانيش ستيبس". |
| Carl Hassler, Ocak 20. | Open Subtitles | كارل هاسلر,20يناير |
| Hassler enkazının parçası. | Open Subtitles | هو جزء من حطام هاسلر |
| Hassler'in konforsuz olduğunu hiç duymamıştım! | Open Subtitles | لم أسمع أحداً يقول بأن فندق (هاسلر) غير مريح. |
| Hassler'ın bunun için seni seçmesi biraz tuhaf. | Open Subtitles | حسنٌ, يبدو غريبا نوعا ما أن يختارك (هاسلر) لتولي هذه المهمه. |
| Merhaba, ben Ethan Burke. Adam Hassler'la görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | مرحبًا، معك (إيثان بورك) وأود التحدث مع (آدم هاسلر). |
| Burada ölü bir ajan var. O yüzden Hassler'ı telefona bağla hemen. | Open Subtitles | وبين يديّ عميل ميّت، لذا ضعي (هاسلر) على الهاتف فورًا. |
| Gizli Servis'e ait olan güvenli bir hattı aradım. Ajan Hassler bana bir mesaj bırakmıştı. | Open Subtitles | فاتصلت بخطٍ آمن للوكالة وترك لي العميل (هاسلر) رسالة. |
| Theresa, Hassler'ı bilirsin. Oldukça dürüst biridir. | Open Subtitles | (تيريزا) إنّك تعرفين (هاسلر) إنه صريح ومباشر. |
| Ben Adam Hassler. 15 Eylül 4020. | Open Subtitles | أنا (آدم هاسلر) الخامسة عشر من سبتمبر عام 4020. |
| - Bay Carl Hassler. | Open Subtitles | - سيد.كارل هاسلر |
| Arayan Adam Hassler'dı. | Open Subtitles | لقد كان المتحدث (آدم هاسلر). |
| Marcy, geçen gün Adam Hassler'a bir mesaj bırakmıştım ama bana geri dönüş yapmadı. | Open Subtitles | - أجل (مارسي) لقد تركت رسالة ذلك اليوم لـ (آدم هسلر) ولم يأتني رد منه |