| Hattie olayı dışında onunla ilgili duyduğum tek hikaye şu: Ay fikri. | Open Subtitles | من القصص القصيرة الأخرى المختلفة عن هاتي اللتي سمعتها عنه كانت فكرة القمر تلك اللتي كانت لديه |
| NAT HENTOFF - Gazeteci, Caz Tarihçisi Emmet Hattie'yle New Jersey'de tanıştı. Grubuyla bir otelde çalıyordu. | Open Subtitles | إيميت قابل هاتي في نيو جيرسي الفرقة كانت تعزف في فندق سياحي نوعا ما |
| Sonra Hattie'nin konuşmadığını öğrendi ama hiçbir şey değişmedi çünkü rolde hiç repliği yoktu. | Open Subtitles | فلذلك عندما علم أن هاتي لاتستطيع الكلام لم يصنع ذلك أي فارق أبدا لأنه لاتوجد أي حوارات في في الدور |
| Belki benim Hattie'yi burada bir yerlere sakladığımı düşünüyorsun. | Open Subtitles | ربما, تظن اننى اُخفى هايتى هنا فى مكان ما |
| Bağışlayın. Sanırım, gidip Hattie'nin odasına dönüp dönmediğine bir bakacağım. | Open Subtitles | اسمحوا لى, سأذهب لأرى ان كانت هايتى قد عادت الى غرفتها |
| 30 defa bu muhteşem başrol oyuncusu tarafından öpülünce Hattie ufak bir komaya girmiş. | Open Subtitles | بعد قرابة الثلاثين لقطة من تلقي القبل بقيادة ذلك الرجل الرائع غادرت هاتي و هي مصابة بصدمة صغيرة |
| Geçen gece bağırarak uyandı. Eski kız arkadaşı Hattie'nin ismini haykırıyordu. | Open Subtitles | و في البارحة أستيقظ صارخا باسم صديقته السابقة هاتي |
| Hattie Mae'nin kusuruna bakma. Midesi pek iyi değil de. | Open Subtitles | عليك أن تعذر هاتي ماي معدتها ليست بحال جيدة |
| O Güneyli konukseverliği nerede kaldı, Hattie Mae? | Open Subtitles | أين تلك الضيافة الجنوبية العظيمة التي سمعت عنها، هاتي ماي؟ |
| Bayan Hattie Mae Pierce'in evini arıyorum. | Open Subtitles | هيي، أيها الضابط، أنا أبحث عن منزل السيدة هاتي ماي بيرس |
| Hattie, Prens Char fan kulübünün başkanı. | Open Subtitles | هاتي رئيسة نادي المعجبين الخاص بالأمير شار. |
| Merhaba, ben Hattie Mae Pierce, ama bana Koca Anne diyebilirsin. | Open Subtitles | انا مايس هاتي بيرس لكنك يمكن أن تدعوني جدتي |
| Taşlardan, kurabiyelerden ya da Hattie'nin kahvesine kattığı şeyden kime ne? | Open Subtitles | من يهتم بالأحجار أو الكعك أو ايا كان ما تضعه هاتي في قهوتها؟ |
| Çünkü keşfedilen kendi yerine Hattie oldu. | Open Subtitles | كان بسبب أن هاتي هي من اكتشفت و ليس هو |
| Hattie, William Weston'la bir aşk sahnesi oynuyordu. Şu yaşlı ama yakışıklı aktörle yani. | Open Subtitles | فإن هاتي كانت تمثل في مشهد غرامي مع ويليامز ويستون ذلكالرجلالمسنالوسيمالذي دائمامايقبلالممثلات... |
| Hattie'den daha fazlasına ihtiyaç duydum. | Open Subtitles | أنا في حاجة لماهو أكثر من هاتي |
| Sevgili Hattie'nin seni bir başkası için ayak işi yaptırdığını mı iddia ediyorsun? | Open Subtitles | انت تقولين ان هايتى قد ارسلتك الى شخص آخر |
| Oo, Hattie çaresiz biriymiş gibi davranır. | Open Subtitles | ان هايتى تلعب دور الشهيدة البائسة الساذجة |
| Bana Hattie'den söz etme. | Open Subtitles | لا تحدثنى عن هايتى, لا اريد ان افكر فيها |
| Hattie yaşıyor. Onu bulmanızı istiyorum. | Open Subtitles | ان هايتى على قيد الحياة, واريدك ان تعثر عليها |
| Çok özür dilerim, bir süre önce Hattie beni peşinden sürükledi. Kabalık etti. | Open Subtitles | اسفة ان هاتى اخذتنى مبكرا معها لقد كانت وقاحة منها |
| Onu Hattie ile ben tanıştırmıştım. | Open Subtitles | عندما عرّفته بهايتى |
| En olası şey ise şu: Marlene Hattie Stubbs'ın öldürüldüğünü görmüş, bu nedenle onun da ortadan kalıdırılması gerekmiştir. | Open Subtitles | على الأغلب, ان مارلين رأت هاتى ستابس وهى تُقتل |