| Güzel. Eskiden şurada benim adım yazılıydı, ama orada artık havuçlu kek yazıyor. | Open Subtitles | حسنا ، لقد كان إسمي على اللوحة و لكنهم كتبوا بدلا منه كعكة الجزر ؟ |
| Bira, chardonnay şarabı ve kalan birkaç dilim havuçlu kek var. | Open Subtitles | هناك بيرة وشاردونيه، وهناك بضعة شرائح بقيت من كعكة الجزر. |
| havuçlu kek, teknik olarak bir salata. | Open Subtitles | نعم، كعكة الجزر والتي في الأصل هي سلطة |
| Harika havuçlu kek yapan bir travesti ile tanıştığını söylemişti. | Open Subtitles | قال أنه عرف هناك مخنث اسمه اينجل كان يصنع كعكة جزر رائعة |
| havuçlu kek yapmak istiyorum da. | Open Subtitles | اريد ان اصنع كعكة جزر |
| havuçlu kek geldi. | Open Subtitles | ها هو الكعك بالجزر. |
| havuçlu kek geldi. | Open Subtitles | .ها هو الكعك بالجزر |
| - Sana her yıl hakiki donmuş peynirli havuçlu kek yapıyordum. | Open Subtitles | -كنتُ أعدُ كعكة الجزر لأجلك سنويًا مغطاة بكريمة الجبنة |
| havuçlu kek değil o. | Open Subtitles | أنها ليست كعكة الجزر |
| Sen havuçlu kek hakkında ne bilirsin ki?" | Open Subtitles | ما الذي تعرفه عن كعكة الجزر ؟ " |
| "havuçlu kek mi? | Open Subtitles | " كعكة الجزر ؟ |
| - havuçlu kek yiyebilir. | Open Subtitles | -يمكنه تناول كعكة جزر |
| Bu havuçlu kek. | Open Subtitles | إنها كعكة جزر. |