| hayal gücüne bırakmak en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل أن تترك الباقي لمخيلتك |
| Geri kalan kısmı hayal gücüne bırakıyorum. | Open Subtitles | سأترك بقية الحدث لمخيلتك |
| Belki de öyle, fakat şu anda hayal gücüne ihtiyacım yok. Metne ihtiyacım var. | Open Subtitles | لربما ذلك صحيحًا ولكني الآن لست بحاجة للخيال بل أحتاج إلى طُبعة |
| Arada bir bir hayvanın çaresizliği halkın hayal gücüne ulaşır ve orada kalmaya devam eder. | Open Subtitles | يحدث احيانا مشكلة لاحد الحيوانات تاسر مخيلة الجمهور وتعلق بها |
| Düşünce balonunda durmanın ne kadar hayal gücüne patladığını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم كم كلّف من خيال لأظهر في فقاعة تفكير؟ |
| Onların hayal gücüne göre böyle bir şeyin gerçekleşmesinin tek bir yolu, onlar için tek bir cevabı vardı; | Open Subtitles | كان هُناك طريقة واحدة لأن يخطر شيئاً كهذا في مخيلتهم إجابة واحدة فقط لهم |
| - hayal gücüne pek bir şey bırakmıyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | ذلك لن يترك لى فرصة للتخيل, صحيح ؟ |
| Gayet büyük bir hayal gücüne sahip olabilirdin. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تحصلين على خيال واسع |
| Ancak teorik çerçeveyi anlıyorum Catherine ve hayal gücüne hayranlık duyuyorum. | Open Subtitles | لكنني أفهم الإطار النظري للتجربة يا كاثرين و معجب من الخيال |
| Otistik olmakla ilgili ve çok fazla hayal gücüne sahip olmakla ilgili sorunlar var. | TED | هناك مشاكل لكونك متوحد. وهناك مشاكل كونه لديك خيال واسع ونشط جدا. |
| -Onu senin hayal gücüne bırakıyorum. | Open Subtitles | - (سأترك هذا لمخيلتك يا (طوني - |
| Bunu senin hayal gücüne bırakıyorum, Neil. Kapatma! | Open Subtitles | -سأترك ذلك لمخيلتك يا (نيل ) |
| O bazı şeylerin hayal gücüne bırakılması taraftarı. | Open Subtitles | لقد قال بأنه يفضل ترك بعض الأمور للخيال |
| Bazı şeyleri hayal gücüne bırakmak en iyisidir. | Open Subtitles | من الأفضل ترك بعض الأمور للخيال |
| "Kilisenin yarağı yemiş hayal gücüne göre artık yokuz." | Open Subtitles | نحن لم نعد نتواجد في الكنيسة مخيلة لعينة |
| Don Kişot'un muhtelem hayal gücüne karşın yaratıcısı Miguel de Cervantes kitabının dünyanın en çok satan romanı olacağını hayal dahi edemezdi. | TED | على الرغم من مخيلة دون كيخوتي المتعجرفة، إلا أن المؤلف ميغيل دي سيرفانتس لم يخطر بباله قط أن روايته ستصبح الأكثر مبيعاً على مر العصور. |
| Zanna çocuğun hayal gücüne bağlı olarak ortaya çıkar. | Open Subtitles | تظهر مخلوقات الـ "زانا" عمدًا كنسج من خيال الأطفال |
| Şey, o muazzam bir hayal gücüne sahip. | Open Subtitles | حسنا، وقالت انها حصلت على خيال كبير. |
| Her ikisi de tüm bağlarımızın hayali olduğunu ve yeniden canlandırılabileceğini hatırlatarak hayal gücüne hayat veriyor. | TED | كلاهما يجلبان الخيال إلى الحياة بطرق تذكرنا بأن كل روابطنا في النهاية تم تخيلها وبالإمكان إعادة تخيُلها. |
| Ortalama bir yetenek ve az hayal gücüne sahip sıradan genç bir kadın. | Open Subtitles | مجرد امرأة شابة عادية لا تتمتع بقدرات كبيرة أو خيال واسع |