| Hayatımdaki tek erkeğin o olacağına ne zaman karar verdim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف متى.. قررت أن يكون هو الرجل الوحيد في حياتي |
| sonra da seni eğitmesi gerekiyor ki Hayatımdaki tek değişiklik noel için prim çekini yazarken olsun. | Open Subtitles | يُفترض به تدريبك بعناية ليكون التغيير الوحيد في حياتي هو الاسم على شيك علاوة عيد الميلاد |
| (Bertha) Her zaman Hayatımdaki tek erkek olacaksın. | Open Subtitles | ستبقى على الدّوامِ الرجل الوحيد في حياتي |
| Beni yüz üstü bırakmayan, Hayatımdaki tek erkek. | Open Subtitles | الرجل الوحيد في حياتي الذي لم يجرحني أبدآ |
| Yardım edin. Hayatımdaki tek erkek olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | ساعدوني هل تعرف بأنك الرجل الوحيد في حياتي ؟ |
| Hayatımdaki tek erkek o oldu, şu ana dek. | Open Subtitles | لقد كان الرجل الوحيد في حياتي حتى الآن. |
| Baban Hayatımdaki tek erkek oldu. | Open Subtitles | كايتي، والدك كان الرجل الوحيد في حياتي |
| Sanırım Hayatımdaki tek iyi şeyi kaybetmek istemediğimden. | Open Subtitles | أعتقد... أنني لم أشأ خسارة الأمر... الجيد الوحيد في حياتي |
| (Bertha) Her zaman Hayatımdaki tek erkek olacaksın. | Open Subtitles | ستبقى على الدّوام الرجل الوحيد في حياتي |
| Her zaman Hayatımdaki tek adam olacaksın. | Open Subtitles | ستبقى على الدّوام الرجل الوحيد في حياتي |
| Hayatımdaki tek iyi şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الجيد الوحيد في حياتي |
| Sahip olduğum her şeyi Hayatımdaki tek kişiye bıraktım. | Open Subtitles | تركت كل ما لدي للشخص الوحيد في حياتي |
| Hayatımdaki tek erkek o olacak. | Open Subtitles | هو سوف يكون الرجل الوحيد في حياتي. |
| Hayatımdaki tek tatlı şeydi. | Open Subtitles | كانت الشيء الحلو الوحيد في حياتي. |
| Hayatımdaki tek iyi şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الجيد الوحيد في حياتي |
| Çünkü yanlış hatırlamıyorsam diğer Hayatımdaki tek hızcılar ben ve o ukala Kid Flash'tık. | Open Subtitles | لأنه إذا لم تخني الذاكرة، وسبيدسترس الوحيد في حياتي أخرى كانت لي وأن smartass كيد فلاش، |
| Çünkü yanlış hatırlamıyorsam diğer Hayatımdaki tek hızcılar ben ve o ukala Kid Flash'tık. | Open Subtitles | لأنه لو كنت أتذكر جيداً، السريع الوحيد في حياتي الأخرى هو أنا وذلك المتحاذق "الفتى فلاش" |
| Sen benim Hayatımdaki tek erkeksin. | Open Subtitles | انت الرجل الوحيد في حياتي |
| Herkes Hayatımdaki tek iyi şeyin sevgilim olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع يظن أن أفضل شيئ في حياتي هو صديقتي |
| Şimdi fazla kilomu verdim, Hayatımdaki tek değişiklik altı buçuk metre kare fazladan deri. | Open Subtitles | خسرت الوزن، و هناك تغير وحيد في حياتي هو ثمانية متر مكعب من الجلد الزائد. |