| Bana ilk geldiğinde kendine uygun gelen şekilde kendi hayatını yaşamak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | عندما جئت أولا لي، قلت بأنّك أردت للإعتقاد لك... لعيش حياتك... |
| Bu işte sana ihtiyacım var, ve hayatını yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | أحتاجك في هذا. ولكنك في حاجة لعيش حياتك |
| Bir ülke beyefendisinin hayatını yaşamak... | Open Subtitles | أعيش الحياة كرجل المدينة النبيل |
| Bir ülke beyefendisinin hayatını yaşamak... | Open Subtitles | أعيش الحياة كرجل المدينة النبيل |
| Dinle Tracy, Jimmy sadece hayatını yaşamak istiyor. | Open Subtitles | حسناً ترايسي .. جيمى يريد فقط أن يعيش حياته .. |
| Jonah sadece hayatını yaşamak ve yalnız bırakılmak istiyordu. | Open Subtitles | نوح فقط أراد ان يعيش حياته. و أن يكون وحيداً |
| Hayır, hayatını yaşamak için. Neredeyse dört ay oldu. | Open Subtitles | كلا، بل لعيش حياتك لقد مرت أربعة أشهر |
| hayatını yaşamak için... | Open Subtitles | لعيش حياتك. |