| Chaucer hayatının çoğunu Yüz Yıl Savaşı esnasında bir devlet memuru olarak geçirdi, İtalya, Fransa ve aynı zamanda doğup büyüdüğü İngiltere'yi gezdi. | TED | قضى شاوسر معظم حياته مسؤولاً في الحكومة. خلال حرب المئة عام، كان مُسافراً عبر إيطاليا وفرنسا وبلده الأم إنجلترا. |
| Yaşlı papaz cemaatini sessizce kurarak mahallesinin basit yaşamını paylaşarak ve bir şekilde kendi nezaketini ve insancıllığını cemaatine aşılayarak hayatının çoğunu burada geçirdi. | Open Subtitles | الكاهن المسن قضى معظم حياته هنا بهدوء يبني ابرشيته يشارك الحياة البسيطة لجيرانه |
| Babam sınır bekçisiydi, hayatının çoğunu insanların sınırı geçmelerini engellemeye çabalamakla geçirmişti. | Open Subtitles | أبي كان حارس حدود، قضى معظم حياته يحاول إيقاف الناس من عبور الحدود |
| Neden ofisine bakmıyorsunuz? hayatının çoğunu orada geçirirdi. | Open Subtitles | لماذا لا تذهبا لمكتبه فهناك عاش معظم حياته |
| Deniz yılanları hayatının çoğunu karadan çok denizde geçiren insanları korkutamaz. | Open Subtitles | لكن ثعابين البحر لا يمكنها إخافة رجل قضى معظم حياته في البحر |
| Ne tür bir adam hayatının çoğunu hapiste geçirmeyi seçer? | Open Subtitles | أي نوع من الرجال هذا الذي يفضل قضاء معظم حياته بالسجن؟ |
| Ne tür bir adam hayatının çoğunu hapiste geçirmeyi seçer? | Open Subtitles | أي نوع من الرجال يختار قضاء معظم حياته في السجن ؟ |
| hayatının çoğunu sistemde geçirmiş bir çocuk için normal bir durum. | Open Subtitles | هذا ليس غريب علي طفل كان في النظام معظم حياته. |
| hayatının çoğunu bir şeyleri unutarak geçirmiş olsa da H.M. ve hafızayı anlamaya yönelik katkıları nesillerce unutulmayacak. | TED | رغم أنّ هـ. م. قضى معظم حياته في نسيان الأشياء، إلاّ أنّه هو ومساهماته من أجل فهم ذاكرتنا سوف يبقيان في ذاكرة الأجيال القادمة. |
| Asker olarak beş yıl kapalı kapılar ardında, beş yıl da korsanların esiri olarak Cervantes hayatının çoğunu sıkıntı içinde bir şair ve yazar olarak geçirdi. | TED | في ما عادا الخمس سنوات التي قضاها كجندي، وخمس سنوات قضاها مُستعبَدا من القراصنة فإن سيرفانتس عاش معظم حياته كشاعر وكاتب مسرحيات مكافح. |
| Orwell aslında her türlü zorba yönetim biçimine karşıydı. hayatının çoğunu hem sağdan hem de soldan olan antidemokratik güçlere karşı savaşmaya vermişti; | TED | كان أورويل معارضًا لجميع أشكال الاستبداد، حيث قضى معظم حياته يحارب القوى المناهضة للديمقراطية سواءً كانت تابعة لتيار اليسار أو اليمين. |
| hayatının çoğunu arazi geçirdi. | Open Subtitles | لقد قضى معظم حياته في هذا المجال |
| Yetişkin hayatının çoğunu Brick Mansion'da geçirdi. | Open Subtitles | قضى معظم حياته المُراهقة في "بريك مانشينز". |
| Ama hayatının çoğunu bir tesiste geçirdi. | Open Subtitles | لكنه عاش معظم حياته فى مستشفى المجانين |
| Henri Poincare hayatının çoğunu belli olmayan iklimine rağmen, çok sevdiği Paris'de geçirdi. | Open Subtitles | أمضى (هنري پوانكاريه) معظم حياته في باريس، مدينة أحبها برغم مناخها المتقلب. |
| Kardeşim hayatının çoğunu yurt dışında geçirdi. | Open Subtitles | أخي قضى معظم حياته بالخارج. |
| Zaten Bay Kiernan hayatının çoğunu dijital çağdan önce yaşamıştı. | Open Subtitles | سيد (كيرنن) عاش معظم حياته قبل الزمن الرقمي |
| Herkes beni tanırdı, bu yüzden de çok önemli biri olduğumu, korunduğumu falan düşünürdüm. ve babam hayatının çoğunu bir hapiste, bir dışarıda geçirdiyse de, özgürlüğüne çok düşkün, inanılmaz bir annem vardı. | TED | الكل كان يعلم من أكون، لذا اعتقدت أني ذو شأن كبير، وأنني كنت بأمان ! ومع أن أبي أمضى معظم حياته داخل أو خارج من السجن كانت لدي أم رائعة وكانت مستقلة بشدة . |