| Ama senin sahip olduğun bu. Sahip olduğun tek hayat bu. | Open Subtitles | لكنها الوحيده التي تملكينها هذه الحياة هي الوحيده التي تملكينها |
| Hiç avukat olmak istemedim. Seçtiğim hayat bu. | Open Subtitles | لم أرغب أبداً في أن أصبح محامية هذه الحياة التي إخترتها |
| Birbirine kenetlenen iki bedenden ibaret değil. hayat bu demek. | Open Subtitles | الأمر ليس فقط عبارة عن جسدين يتبادلان الحب ,إنها الحياة |
| hayat bu, yaşam ve ölüm, herkes aynı şeyi tecrübe edecek. | Open Subtitles | هذه هي الحياة ، حي وميت كل شخص سيواجه نفس الشيء |
| Her tür mazereti ileri sürüyorum: "Canı cehenneme, hayat bu." | Open Subtitles | أنت تضع كل أنواع الأعذار إلى الجحيم كل شئ ، هكذا الحياة |
| Beş yaşındayken buraya getirildi. Bildiği tek hayat bu. | Open Subtitles | لا أعرف، لقد تم تركيبها منذ كانت في . الخامسة، وهي لا تعرف سوى هذه الحياة |
| Bu hayat, bu iş yeterince zor birçok insan başaramıyor. | Open Subtitles | في هذه الحياة هذا العمل صعب بما فيه الكفاية كثير من الناس لا يتحملون هذا |
| - hayat bu. - Riley ve benle ilgili sorunun yok mu? | Open Subtitles | هيي, هذه الحياة إذا, أنت ليس لديك مشكلة معي ورايلي؟ |
| İçimizden çoğunun bildiği tek hayat bu. Fakat daha da fazlasını yapabiliriz. | Open Subtitles | إنها الحياة الوحيدة التي علمها معظمنا ولكن يمكننا أن نكون أكثر من هذا |
| -Casusluk bu dostum..casusluk hayat bu | Open Subtitles | كل ما نفعله يجب ان يكون خلسة إنها الحياة |
| Sonuçlarına katlanmamız gereken bir hayat bu. | Open Subtitles | إنها الحياة الني نعيشها خارجه هي التي تهمنا |
| İhtiyar adam ölüyor ve söylemeliyim ki, hayat bu işte. | Open Subtitles | ولكن موت الرجل العجوز؟ يفترض عليّ القول هذه هي الحياة. |
| hayat bu. Bir sürü korkunç şeyi izlemek zorundayız. | Open Subtitles | هذه هي الحياة عليك مشاهده الكثير من الأمور المروعة |
| Bana kalan hayat bu. Anlıyor musun? | Open Subtitles | هذه هي الحياة التي قد عشتها, أتعرف ماذا أعني؟ |
| 20 yıl sonra, yine sana bakmalarını istersin ama, hey...hayat bu. | Open Subtitles | .... بعد عشرين سنة تتمنى لو ينظرون إليك من جديد, ولكن هكذا الحياة |
| hayat bu, değil mi? | Open Subtitles | انها الحياة ، أليس كذلك؟ |
| Onlara nasıl dokunabilirler, çünkü onlara dokunan hayat bu, Wren. | Open Subtitles | كيف يمكنهم ذلك لأنها الحياة التي قدمت لهم يا رين |
| - Juarez'de hayat bu. Bu! | Open Subtitles | "خواريز" هي ما يحصل عندما ينبشونها. |
| Hiçbir şey. Yaşlıydı sonuçta. hayat bu. | Open Subtitles | لا شيء أنت تعرف لقد كبر في السن هذه سنة الحياة |
| hayat bu değil mi, hayatım? | Open Subtitles | إن هذه هى الحياة ، أليس كذلك يا حبيبتى ؟ |
| Buna çok kızmıştı. Biz de, "Ne yaparsın, hayat bu" dedik. | Open Subtitles | كان منزعج بشأن ذلك قلنا له " هده هي الحياة" |
| hayat bu, Lars. Her şey aynı anda oluyor. | Open Subtitles | هذه هى الحياه , لارس كل شئ فى اوانه |
| Bir tarafımızı kesebiliriz. hayat bu. | Open Subtitles | الناس تتعرض للقطع , هذه هي الحياه |
| ¢İ İşte hayat bu, İşte hayat bu benim için ¢İ | Open Subtitles | *تلك هى الحياة بالنسبة لي* تلك هى الحياة*، *تلك هى الحياة بالنسبة لي |
| Vay be, işte hayat bu, değil mi, çocuklar? Vites değiştirmek zorunda bile değilsin. | Open Subtitles | هذه تكون الحياة ، يا أطفال لسنا بحاجة حتىّ لتغيير التروس |