| Eğer merdiven halinde düşünürseniz her basamak, farklı bir hayvandan genomik fosiller içeriyor. | Open Subtitles | إن تخيلتم درجات السلم كل درجة تحتوي على أحافير وراثية من حيوان مختلف |
| Bu işlemde bşr hayvandan bir gen alıp onu başka bir hayvana yerleştiriyorsunuz. | TED | انها تعني اخذ جين من احد الحيوانات ووضعها في حيوان آخر |
| Etimizi, süt ürünlerimizi, yumurtalarımızı ve deri mallarımızı temin edebilmek için bugün 60 milyar hayvandan oluşan bir sürüyü beslediğimizi biliyor muydunuz? | TED | هل تعلم أننا اليوم نمتلك قطيع عالمي مكوّن من 60 بليون حيوان لتوفير منتجات اللحوم، ومنتجات الألبان والبيض والجلود؟ |
| Tarih öncesi bir hayvandan bahsediyorum. Neredeyse binlerce yıl fark edilmeden yaşamış. | Open Subtitles | أتحدّث عن الحيوان قبل التأريخ الذي يمرّ بدون ملاحظة لعمليا آلاف السنوات. |
| Bir erkeği bir hayvandan ayıran birşey varsa eğer, o da anlama anlama ve bağışlama kabiliyetidir. | Open Subtitles | اذا كان هناك شئ لتمييز الرجل عن الحيوان فانه القدرة على الفهم و الفهم و الصفح |
| Psikolog Paul Rozin'in de belirttiği gibi iğrenç olarak sınıflandırdığımız çoğu şey bize aslında hayvandan ibaret olduğumuzu hatırlatan şeylerdir. | TED | لذا، فإن عالم النفس باول روزن يقول أن العديد من الأشياء التي نصنفها على أنها مقززة هي أشياء تذكرنا أننا مجرد حيوانات. |
| Bu yüzden bir aslan ve bir antilop salı alacak, sol yakada her hayvandan birer tane bırakarak ve her hayvandan ikişer tane sağ yakada bırakarak. | TED | لذا أسد واحد وحيوان بري واحد فقط سيعودان تاركاً لنا حيوان واحد من كل نوع في الضفة اليسرى واثنان من كل نوع باليمنى |
| Bu tuhaf, Escher'imsi bir hayvandan diğerine biçimler elde edilir. | TED | وستحصل على هذا الشكل الغريب من حيوان لآخر، |
| Uçan bir hayvan, yürüyen, tırmanan ya da yüzen bir hayvandan farklı bir modele ihtiyaç duyar. | TED | حيوان طائر يحتاج الى نموذج مختلف.. من حيوان يمشي، يتسلق، أو حيوان يسبح. |
| Senin esas, sana bir hayvandan daha farklı nasıl olunacağını öğretecek birine ihtiyacın var. | Open Subtitles | تحتاج شخص ما لتعليمك هكذا لكي تكون أكثر من حيوان |
| Dallas benekli, çizgili veya tek renkli, herhangi renkteki hayvandan uzak dururum. | Open Subtitles | دالاس ، كل حيوان بجسم مرقط أو مخطط ، أو بلون واحد. أي لون لا أقترب منه. |
| Hepsinin bir hayvandan çıktığına inanamıyorum. Değişik bir şey fark ettin mi? | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق كل ما خرج من حيوان واحد. مهلا، لاحظ شيئا مختلفا؟ |
| Yırtıcı bir hayvandan kaçan kuş sürüsüne benziyorlar. | Open Subtitles | تماما كسرب من الطيور وهى تهرب من حيوان مفترس |
| Her doğum yapan hayvandan anne olmaz. | Open Subtitles | أي حيوان بإمكانه أن ينجب صغيراً وهذا لا يجعل منه أماً |
| Erkeğe dönüştürmek için her hayvandan birini seçebilirdin ve sen bir domuz mu seçtin? | Open Subtitles | كان بإمكانكِ اختيار أي حيوان لتحويله إلى رجل، فاخترتِ الخنزير؟ |
| Onu hayvandan ayıran budur. Hep böyle derdin. | Open Subtitles | كنت تقول أن ذلك ما يجعله مختلفاً عن الحيوان |
| İnsanın hayvandan üstünlüğüne muhteşem bir örnek. | Open Subtitles | إنه مثالُ إستثنائيُ عن تفوقِ الإنسان على الحيوان. |
| O hayvandan korkmayan tek kişi Luke'tu. | Open Subtitles | الوحيد الذي لم يخاف من هذا الحيوان هو لوك |
| Evcil bir hayvandan daha iyi sanırım. | Open Subtitles | حسنا , اعتقد أنها افضل من الحيوان الأليف |
| hayvandan ibaret olduğumuz fikri gerçekten sarsıcı olabilir çünkü bu bize bir nevi kendi fâniliğimizi hatırlatabilir. | TED | وفكرة أننا مجرد حيوانات يمكن أن تكون مُقلقة حقًا، لأنها يُمكن أن تكون بمثابة تذكير بأننا فانون. |
| Salgınlar sıklıkla bir virüsün hayvandan insana geçmesiyle ortaya çıkar. | TED | تحدث الأوبئة عادةً عندما ينتقل الفيروس من الحيوانات إلى البشر. |
| Siyahlar, hayvandan farksızdırlar. | Open Subtitles | منازل مصاصي الدماء المحكمة السوداء دائماً كالحيوانات |
| Bütün ilgilendiğim, hatayı mümkün olduğunca hafifletmek, ki bu da, Jerry Tyson'ı takip etmek, hayvandan farkı olmayan bu adamı, gözaltına almak. | Open Subtitles | كلّ ما يهمني هو تخفيف الضرر، وهو ما يعني أننا سنتعقب (جيري تايسون) كالحيوان وسنضعه في الحجز. |