| Ayrıca, eve gitmek için henüz çok erken. | Open Subtitles | بالإضافة إلي أنه من المبكر جداً علي العودة إلي المنزل |
| Ölüm nedenini belirlemek için henüz çok erken. | Open Subtitles | من المبكر جداً تحديد سبب الوفاة |
| henüz çok erken. | Open Subtitles | هذا سابق لأوانه. |
| Bu güzel görünüyor ama belki bunu söylemek için henüz çok erken. | Open Subtitles | هذا يبدو واعداً لكن ربما ما يزال الوقت مبكراً للحكم. |
| Film için on dakika içinde çıkmamız gerekiyor. Kendime not: Anaç tavırlar takınmak için henüz çok erken. | Open Subtitles | حسنا,أذآ يجب أن نذهب الى السينما خلال 10 دقائق مازال الوقت مبكرا لاستخدام توجيهات أمي |
| Stockholm Sendromu için henüz çok erken. | Open Subtitles | ما زال الأمر مبكراً على التعاطف مع مختطفيه. |
| Ama bebeğin gelmesi için henüz çok erken. | Open Subtitles | ولكنه من المبكر جداً على الطفل أن يولد |
| Nathan Smith Gazeteci, New York Sentinel Neler olacağını söylemek için henüz çok erken. | Open Subtitles | من المبكر جداً معرفة نهاية كل هذا |
| Kamp kurmak için henüz çok erken. | Open Subtitles | - إنه من المبكر جداً أن نقيم مخيمنا هنا |
| Hail Mary için henüz çok erken Joe. | Open Subtitles | إنه من المبكر جداً الجزم بالأمر، (جو). |
| Üzgünüm, hoş bayan. henüz çok erken. | Open Subtitles | أنا آسف أيتها السيدة اللطيفة لا يزال الوقت مبكراً |
| Üzgünüm, hoş bayan. henüz çok erken. | Open Subtitles | أنا آسف أيتها السيدة اللطيفة لا يزال الوقت مبكراً |
| Belirtiler zehir kullandıklarını gösteriyor ama daha fazla şey söylemek için henüz çok erken. | Open Subtitles | هنالك إشارات تدل على أنه تم إستخدام سمّ و لكن مازال الوقت مبكرا لقول أي شيء أكثر. |
| Kimse bilmemeli, henüz çok erken. | Open Subtitles | لا أحد يعلم بالأمر ما زال الأمر مبكراً |