| Eh bu eski çiftlikten fazlasını istediğini hep biliyordum. | Open Subtitles | حسناً لطالما عرفت أنك تريدين مايتعدى هذه المزرعة القديمة |
| Eve giden yolu bulmama yardım edebilecek tek kişinin sen olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنّك التي ستساعدينني في إيجاد طريقي إلى موطني. |
| Belki de kaçtın. Bir gün buradan gideceğini hep biliyordum. | Open Subtitles | ربما هربت من العلاقة، لطالما علمت بأنك ستغادرين ذات يوم |
| Dört yaşımdan beri hep biliyordum. Asla bir yere yerleştirilmeyi kabul etmeyecektim. | TED | لطالما علمت بذلك منذ أن كنت في الرابعة من عمري، بأني لن أتقبل التضييق علي. |
| Sonumun orası olacağını hep biliyordum... ama bir sürü insanın sandığından çok daha sonra olacaktı güya. | Open Subtitles | عرفت دائما أن نهايتي ستكون هناك لكني تأخرت كثيرا عما ظن الناس |
| Orada olduğunu hep biliyordum. Herhalde daha iyisini hak ettiğimi düşünmedim, hepsi bu. | Open Subtitles | لطالما علمتُ بوجوده، أعتقد بأنّني لم أحسب أنّني استحققتُ أفضل من ذلك.. |
| Yapmam gereken başka şeylerin olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أن هناك شيء آخر يجب أن أقوم به |
| Bunu kimseye söylemedim; ama farklı olduğumu hep biliyordum. | Open Subtitles | لم أخبر أحدآ أبدآ ولكني لطالما عرفت أنني مختلفة |
| hep biliyordum ve sanırım sen de farkındaydın ikimiz oldukça iyi bir takımız. | Open Subtitles | لطالما عرفت وأعتقد أنك تعرف بأننا شكلنا فريقاً جيداً |
| Bu günün geleceğini hep biliyordum ve keşke senin olanı geri alman için yelken açarken keşke yanında olabilseydim. | Open Subtitles | لطالما عرفت ان هذا اليوم سيأتي واتمنى بأن اكون بجانبك عندما تبحرين لاستعادة ماهو لك |
| Son derece acımasız biri olacak potansiyelin olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنك تحمل القدرة على أن تصبح متحجر القلب إذا تطلب الأمر |
| Cinayet Masası'nın göz kamaştırıcı olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما علمت بأن العمل في قسم جرائم القتل سيكون جميلاً |
| Yeteneğimin bu olduğunu hep biliyordum. Hizmet vermek. | Open Subtitles | لطالما علمت أنها دعوتي, لأعيش حياة من الخدمة,لكن كما ترين |
| Hayatının kadınını bulacağını hep biliyordum zaten. | Open Subtitles | كنت أعلم دائما أنه سيجد الفتاة المناسبة , لطالما علمت ذلك |
| - Sonradan açılacağını hep biliyordum tatlım. | Open Subtitles | . عرفت دائما بأنك كنت نبات مزهر متأخر |
| Hepsini biliyorum. hep biliyordum. | Open Subtitles | فأنا أعلمهم جميعًا لطالما علمتُ |
| Sanırım bir şekilde hep biliyordum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنني دائما عرفت نوعاً ما |
| Evlatlık olduğumu hep biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف دائماً أنني متبناة عندما كنت صغيرة و كنت أشعر دائماً بالوحدة |
| Siz ikinizin tanışmanız gerektiğini hep biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت دائماً أن عليكما مقابلة أحداكما الأخرى |
| Üçümüzün arasından ilk evlenenin sen olacağını hep biliyordum. | Open Subtitles | كنت دائما أعلم أن أول من سيتزوج من بيننا نحن الثلاثة سيكون أنت |
| Çünkü polisin sana geleceğini hep biliyordum. | Open Subtitles | لأنني كنت أعرف دائما أن الشرطة سوف تأتي إليك. |
| Hiç bilmeyeceğimi sandın. Ben hep biliyordum oysa ki. | Open Subtitles | ظننت أنني لن أعرف أبداً و كنت أعرف دوماً |
| Kalbimi kıracağını hep biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم دائما كنت كسر قلبي. |
| Emniyet teşkilatının beni zengin edeceğini hep biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم دائماً أنني سأصبح ثرياً أثناء خدمتي في الشرطة |
| Bu şehri bir gün yakacağını hep biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت دائماً أنك ستدير هذه المدينة يوماً ما |
| Biliyordum. Ondan hoşlandığını hep biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف كنت اعرف كنت اعرف دائما انها تحبه |
| Bunu hep biliyordum. | Open Subtitles | أنتِ لطالما عرفتِ ذلك. |