| Dünyadaki her şehirde her ülkede her masada bulunacak bir şey. | Open Subtitles | الشيء الذي سيوضع على كل مكتب في كل مدينة في العالم. |
| Ve bunu bu ömrümde yapmak istiyorum, her şehirde, her kasabada. | TED | واريد ان افعل هذا في حياتي في كل مدينة و كل بلدة |
| Ve Avustralya'da her kasabada, her köyde ve her şehirde bu slayt gösterisini yapmak üzere 250 kişi eğittik. | TED | وقمنا بتدريب 250 شخص على تقديم العروض في كل مدينة وقرية في أستراليا |
| Gittiğim her şehirde uçaktan iner inmez, yakınlarda bir Dövüş Kulübü olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | سيدي في كل مدينه ذهبتها فور خروجي من الطائرة |
| Gittiğim her şehirde... uçaktan adım atar atmaz, | Open Subtitles | في كل مدينه ذهبتها فور خروجي من الطائرة |
| Bu her şehirde olabilir. | Open Subtitles | هذه ممكن أن تكون أي مدينة |
| Bu her şehirde olabilir. | Open Subtitles | هذه ممكن أن تكون أي مدينة |
| Bu hareket tarzını neden her şehirde, her kasabada, her okulda uygulamama sebebimiz nedir, bilmiyorum. | TED | و لماذا لا يمكننا ان نمنهج هذه السياسة في كل مدرسة و كل مدينة و كل بلدة لايزال ذلك لغزا بالنسبة لي. |
| Seyahate çıktığın her şehirde küvette ölen bir kadın oluyor. | Open Subtitles | في كلّ رحلة قطعتَها في كلّ مدينة زرتَها، ماتت امرأة في مغطس |
| Fransa'nın her yakasında, her şehirde bunun gibi katedrallar bulunur ...geçmişin zafer abideleri. | Open Subtitles | في جميع أنحاء فرنسا، في كل مدينة هناك جناحِ كاثدرائيات تحب هذا |
| Sen her şehirde birisiyle nerdeyse evlenmek üzereydin. | Open Subtitles | لقد كنتي على وشك الزواج برجل في كل مدينة |
| Hayır. Ya her şehirde birtane varsa? | Open Subtitles | لا ، لكن ماذا لو كان له أمرأة في كل مدينة ؟ |
| Gittiğimiz her şehirde toplantılara katılırdı. | Open Subtitles | وترتاد اجتماعات المتعافين في كل مدينة على طريقنا |
| Ve bu dünyadaki her şehirde oluyor. | TED | وهذا يحدث في كل مدينة حول العالم |
| Seyahate çıktığın her şehirde küvette ölen bir kadın olmuş. | Open Subtitles | في كلّ رحلة قطعتَها، في كلّ مدينة زرتَها، ماتت امرأة في مغطس |