| Değişiklik için can atıyor, gürültü ve heyecanın açlığını çekiyordum. | Open Subtitles | كنت أشتهي التنوع و أجوع للضوضاء و الإثارة |
| Ama açlığımı, bu heyecanın ateşine kanalize etmeyi becerdim. | Open Subtitles | لكني إستطعت تحويل حالة الجوع التي أصابتني إلى حُمى من الإثارة |
| Annenizi her türlü heyecandan uzak tutmalısınız, heyecanın tehlikesinden. | Open Subtitles | عليكم إبعاد أمكم عن الإثارة مهما كان نوعها |
| Bu heyecanın, eğlenceyle değil, ödülle ilgisi var. | Open Subtitles | هذا الحماس ليس حول مرح البيسبول، انه ليس حول الجائزة. |
| Bu heyecanın, eğlenceyle değil, ödülle ilgisi var. | Open Subtitles | هذا الحماس ليس حول مرح البيسبول، انه ليس حول الجائزة. |
| Ben mi? Senin heyecanın ve bizim yardımımızla güzel birşeyler ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | مع حماستك وتدريبنا يمكنك أن تكونى الشىء القادم فى السحر |
| Annenizi her türlü heyecandan uzak tutmalısınız, heyecanın tehlikesinden. | Open Subtitles | عليكم إبعاد أمكم عن الإثارة مهما كان نوعها |
| heyecanın ve cinsel arzunun artık yok olduğundandır. | Open Subtitles | إنّما بسبب غياب الإثارة حيث تختفي الإثارات الجنسية |
| Bütün bu heyecanın arasında, otobüs yolcuğunun ilk kuralını unutmuştuk: | Open Subtitles | ولكن مع كل هذه الإثارة, فقد نسينا أول قاعدة من رحلات الحافلة |
| Belki de tüm bu heyecanın gücü tükenmiştir. | Open Subtitles | مثل الإثارة الكلمة للشيء الكهربائي قد أزيلت |
| O hareketin, heyecanın içinde telsizden hiç konuşmuyorsun. | Open Subtitles | إنتهينا من مخالفة الأوامر وسط كل هذه الإثارة |
| Müzik çok hoş. İnsan heyecanın ve paranın kokusunu alıyor. | Open Subtitles | هذا الصوت جميل بالداخل، يمكنك أن تشتم الإثارة والمال من هنا... |
| Ben heyecanın doruğunda yaşamayı seven biriyim. | Open Subtitles | أنا أحب الذين يعيشون في ذروة الإثارة |
| Senin gibi bir solucanı ömür boyu hapse tıkmak da benim için heyecanın doruğu. | Open Subtitles | " تومي " إرسال حشرة مثلك للسجن بقية حياته هذا سيكون الإثارة القصوى لي |
| Tüm heyecanın ortasında adamın pantolonu düştü. | Open Subtitles | في كل هذه الإثارة , بنطاله وقع |
| Tüm bu heyecanın uykusuzluk çektiğin için olabilir. | Open Subtitles | كلّ هذا الحماس يمكن أن يكون من قلة نومكِ، أتعرفي؟ |
| Bence hepimiz şu anda heyecanın havf ile karıştığı bir yerdeyiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا كنا جميعا في مكان ... إختلط فيه الحماس بالهلع |
| Poonam, bu heyecanın kaynağını söyleyemem, ama hayatta gerçekleştirmek için ben ileriye iteceğim,.. | Open Subtitles | "بونام، أنا لا أستطيع أن أخبرك مصدر هذا الحماس" "لكن انا مندفع للإنجاز في الحياة" |
| - Sendeki heyecanın birazı varsa burada olacak. | Open Subtitles | - إن كان لديها جزء من الحماس الذي لديك |
| Oh! Bay Bennet bu heyecanın yükünü hissedecek! | Open Subtitles | يجب أن يشعر السيد (بينيت) بحجم هذا الحماس! |
| Proje ile ilgili olan heyecanın sayfaların dışına taşmış. | Open Subtitles | حماستك للمشروع تتدفق من الصفحة. |