| Hep büyük planlar yapıyorsun herkes heyecanlanıyor ve işlerini bırakıp sana geliyor. | Open Subtitles | أنت دائماً تصنع خطة عظيمة الجميع يتحمس لها ويتركون أعمالهم ويأتون إليك |
| L.B. güzel bir araba veya süslü kıyafetler gördüğünde heyecanlanıyor. | Open Subtitles | إنه يتحمس بسرعة بالمظاهر، السيارة الفاخرة والثياب الراقية لا أقصد الإهانة |
| Köpek gördüğü zaman çok heyecanlanıyor da, delice. | Open Subtitles | انه يتحمس كثيراً عندما يرى كلباً ، انه جنون. |
| Pekâlâ, herkes bu duruşma için heyecanlanıyor ama bu bir miras meselesidir ve böyle olduğu için... sizler sadece ziyaretçisiniz. | Open Subtitles | حسناً، الآن أنا أعرف كلكم متحمسون بشأن هذه المحاكمة ولكن هذه مسألة وثيقة مصدقة رسميا ، وبما أنكم |
| Selam millet, Parti için heyecanlanıyor musun? | Open Subtitles | هل أنتم متحمسون لشأن الحفل؟ |
| Çok heyecanlanıyor olmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ حقاً فرح بخصوص هذا. |
| Çok heyecanlanıyor. | Open Subtitles | يتحمس كثيرا |
| Herkes seninle tanışmak için heyecanlanıyor. | Open Subtitles | الجميع متحمسون جدا لمقابلتك |
| Nantucket'a gideceğin için heyecanlanıyor musun? | Open Subtitles | هل أنت فرح بخصوص الذهاب إلى (نانتكيت)؟ |