"heyecanlanmıştım" - Traduction Turc en Arabe

• متحمساً
• متحمسة
• متحمسا
• تحمست
• متحمّساً

"Rüya" temasının bir parçası olacağım için çok heyecanlanmıştım ancak daha sonra fark ettim ki; "Kâbus?" kısmının başını çekiyormuşum.
كنتُ متحمساً لأكون جزءاً من "الحلم" الفكري. وثم وجدتُ أنني أقود الجزء المروع "الحلم المروع" منه.

Çok çocukça bir şeydi. Çok heyecanlanmıştım. Ya şimdi?
كان تصرفاً سابق لأوانه كنت متحمساً فحسب

Çok heyecanlanmıştım... ve eve erken gelip sana sürpriz yapmak istedim.
و كنت متحمسة جداً و كنت سأرجع المنزل مبكراً لأفاجئك بهم

Çok heyecanlanmıştım çünkü o gördüğüm ilk gerçek ünlüydü ve benim öğrenmem gereken şey de tam olarak buydu birilerinin adımlarını takip etmek.
لقد كنت متحمسة جدا , لأنه كان أول شخصية شهيرة أقابلها و قد كان هذا تماما ما أردت تعلمه كيف امشي على خطاه

çünkü ben, uh, baba olacağım için heyecanlanmıştım biliyorsun, sadece bir baba figürü değil, yani, bir baba.
لأنني كنت متحمسا لأن أصبح أبا تعلمين ليس فقط كشكل الأب

Ben sadece çok heyecanlanmıştım o da çok tatlı, destekleyici ve tutkuluydu.
إنني فقط, تحمست جدا وهو لطيف جدا وداعم ومتحمس

Dikkatim dağılmıştı ve seni gördüğüm için heyecanlanmıştım.
لقد كنتُ منشغلاً , كنتُ متحمّساً . لرؤيتكِ هذا مافي الأمر

Dürüst Kal projesine başladığıma gerçekten heyecanlanmıştım
كنت متحمساً بالفعل لأبدأ برنامج "الخوف أساس السلوك الجيد"

Uyandığın için çok heyecanlanmıştım.
كنتُ متحمساً كثيراً لأنَّكِ إستيقظتي

Çünkü ilk bulduğumda acayip heyecanlanmıştım.
لأني كنت متحمساً حقاً عندما خطرت على بالي!

Jerry kabarık gömleği giydiği için çok heyecanlanmıştım.
كنت متحمساً لأن (جيري) يلبس القميص الفضفاض

Çok heyecanlanmıştım.
لقد كنت متحمسة جدا , لأنه كان أول شخصية شهيرة أقابلها

Ben ciddi olduğunu sanmıştım o yüzden bayağı heyecanlanmıştım ama oyunun bir parçasıymış.
لقد اعتقدت انه كان حقيقيا حسنا لقد كنت متحمسة لذلك لكنه كان فقط جزء من اللعبة

Makale teklifini duyunca oldukça heyecanlanmıştım ama şimdi içime bir kurt düşürdün.
كنتُ نوعاً ما متحمسة عن المقالة ولكن الآن جعلتيني أشعر بالسوء

Sonunda okula gidebileceğim ve sana yardım edebileceğim için heyecanlanmıştım.
كنتُ متحمسة للذهاب لتلك المدرسة و ... مساعدتك

Sana da bu seçimleri empoze etmeye çalıştım çünkü sen dünyaya indiğin zaman arkamı kollayacak birisi olacağı için çok heyecanlanmıştım.
وكنت أحاول تطبيق هذه القرارات عليك لأنه عندما هبطت لهنا كنت متحمسة لوجود شخص لأضعه تحت جناحي...

En son sabahleyin bu kadar heyecanlanmıştım.
أخر مرة كنت متحمسا بهذا الشكل هذا الصباح

Yeni bir şey bulmuştum, çok heyecanlanmıştım çünkü çengel bulmacalar yapmıştım ama bu bir başkasının matrisinin içini doldurmak gibiydi.
لقد صنعت شيئا جديدا .. كنت متحمسا جدا لأنه كما تعلمون .. أني صنعت ألغاز الكلمات المتقاطعة لكنه كان نوعا ما مثل أن تكون متمثلا في جسد شخصا أخر.

Brad'in gerçek dans arkadaşı bağ dokusu zedeledikten ve yerine birini bulmak için okula astığı afişe kimse cevap vermedikten sonra dans arkadaşım olur musun dediğinde çok heyecanlanmıştım.
أنا تحمست كثيراً عندما سألني "براد" لأكون شريكته بعدما تعرضت شريكته الرئيسية للمرض و شريكته البديلة لتمزق بالأربطة

Özür dilerim, çok heyecanlanmıştım. - Heyecanlandığını biliyorum.
آسفة , لقد تحمست جداً

Ama orada çok heyecanlanmıştım. Çok korkmuştum, kaçmak istedim.
كنتُ متحمّساً جداً، وكذلك كنتُ خائفاً ووددتُ الهرب.

Annemi bulduğumda çok heyecanlanmıştım.
عندما وجدْتُ أمّي كنتُ متحمّساً