| Eski hale döndüğümüzü düşünüyorum da hiç değişmedi ki Pete. | Open Subtitles | عندما أفكر بالعودة لذلك الوضع، أنا، تعلمين، هو لم يتغير. |
| Asıl şaşırtıcı olan ise, son 40 yılda diğer kanser türlerinde gelişmeler yaşanırken, pankreas kanserinde bu rakam hiç değişmedi. | TED | ما هو صادم،من ذلك هو أن في 40 عاماَ، هذا الرقم لم يتغير قليلاَ، بينما تم إحراز تقدم أكثر مع أنواع أخرى من الأورام. |
| Ekmek paketleri, içlerine iki adet kâğıt eklemesi dışında, dış görünüş anlamında hiç değişmedi. | TED | لم يتغير شكل مغلفات الخبز على الإطلاق، إنما تم إضافة ورقتين فحسب. |
| Düşünüyorum da, bildiğiniz gibi, bu prosedür neredeyse 40 yıldır hiç değişmedi. | TED | ففكرت، هذه العملية لم تتغير منذ ما يقرب من 40 عام |
| Tuvalet kağıdı hayatım boyunca hiç değişmedi? | Open Subtitles | هل تدركين أن المناديل الورقية لم تتغير طوال عمري؟ |
| Francisco çocukluğumuzdan beri hiç değişmedi. | Open Subtitles | فرانسيسكو لم يتغير منذ ان كنا صبية صغارا معا |
| İki yılda hiç değişmedi. | Open Subtitles | الذى يقضى عقوبته منذ عامين دون جدوى؟ لم يتغير فيه شيء |
| Son birkaç bin yılda insan beyni hiç değişmedi. | Open Subtitles | عبر آلاف السنين التي مضت لم يتغير الدماغ البشري علي الإطلاق |
| Bu adam taşındığından beri hiç değişmedi. | Open Subtitles | لم يتغير الرجل منذ إنتقلنا إلى هنا |
| - Hayır, aslında hiç değişmedi. | Open Subtitles | كلا، كلا، لم يتغير إطلاقا في الواقع. |
| Efendim, açıkçası bu konudaki tutumumuz hiç değişmedi. | Open Subtitles | صراحةً يا سيدتي, موقفنا لم يتغير إنشاً |
| İkinizi de seviyoruz. Bu hiç değişmedi. | Open Subtitles | نحبكما أنتما الاثنان وهذا لم يتغير |
| O kısmı hiç değişmedi ve değişmeyecek de. | Open Subtitles | لم يتغير هذا الجزء قط، ولن يتغير أبدًا |
| Ve bu sürede bu hiç değişmedi. | TED | لم يتغير في حين كبرنا. |
| format hiç değişmedi. | TED | الأسلوب لم يتغير أبداً. |
| Fakat, aslında Kraliçe'yi suçluyorum çünkü sözlükler gerçekten hiç değişmedi. | TED | لكن ثانيا , ألوم الملكة بسبب القواميس التي لم تتغير . |
| Mevcut ampütasyon paradigması ABD Sivil Savaşı'ndan bu yana temel olarak hiç değişmedi ve uyarıcılar, kontrol sistemleri ve nöro etkişelim teknolojileri gibi büyük ilerlemeler ışığında eski bir hâl aldı. | TED | إن منهجية البتر الحالية لم تتغير منذ الحرب الأهلية الأمريكية وقد عفا عليها الزمن في ضوء التطورات الكبيرة الحاصلة في مجالات المحركات وأجهزة التحكم وتقنيات التواصل العصبي. |
| Karşıya geçme. Ah be oğlum, bu kız 60 yıldır hiç değişmedi. | Open Subtitles | لا تعبر الخط - يا إلهي ، لم تتغير منذ 60 سنـة - |
| Denizciliğin başından beri enlem hiç değişmedi. | Open Subtitles | منذ فجر الملاحة خطوط العرض لم تتغير |
| (Gülüşmeler) Ancak bazı şeyler hiç değişmedi. | TED | (ضحك) ولكن لم تتغير بعض الأمور إلى الآن. |
| O zamandan beri hiç değişmedi. | Open Subtitles | لم تتغير من تاريخه |