| -Evet, tabii. -1 3.1 5'te böyle uyandırmak hiç istemem de. | Open Subtitles | نعم بالطبع جيد أكره أن أوقظه في الواحدة والربع بهذا الشكل |
| Yeniden yarışmadan önce zarar görmeni hiç istemem. | Open Subtitles | أكره أن أراك مُمزقاً قبل أن نتسابق مرة أخرى. |
| Bu arada, karını kırmayı hiç istemem ama pazar gecesi durumum belirsiz. | Open Subtitles | بالمناسبة, اكره ان أخيب ظن زوجتك لكن لا أعلم عن ليلة الأحد |
| Cinayet davası duruşmama avukatım olmadan devam etmeyi hiç istemem. | Open Subtitles | أنا أَكْرهُ المحاكمة على إسْتِئْنافها جريمة القتل بدون محامي دفاعِي |
| Görüyorum ki burada muhtemelen kayıtsız çalışan işçileriniz var ve başınızın belaya girmesini hiç istemem. | Open Subtitles | أرى أن لديك بعض العمال غير الموثقين هنا في فنائك وأكره أن اسبب لك أي مشكلة |
| Çünkü listeni bozmayı hiç istemem. | Open Subtitles | لأني في الحقيقة لا اريد أن أعبث في قائمتك |
| Aranızdaki ilişkiyi bozmayı hiç istemem. | Open Subtitles | لا أريد أي شيء يعطل أو يشوش على ما بينكم |
| Peter, seni hakkın olan mirastan mahrum bırakmayı hiç istemem. | Open Subtitles | بيتر سأكره أن أستبعدك من كل ماهو لك من حقّ |
| Bir kaya yığını altında can vermesini hiç istemem. | Open Subtitles | أنا أكره أن تستيقظ في الصباح و تجدها ميتة نتيجة إنهيار صخري |
| Bir kaya yığını altında can vermesini hiç istemem. | Open Subtitles | أكره أن أكتشاف أنها قتلت بسبب إنزلاق صخري |
| Bir arkadaşımı sırf bir iyiliği kabul edemeyecek kadar gururlu olduğu için kaybetmeyi hiç istemem. | Open Subtitles | وأنا أكره أن أفقد صديق لأنه كان أيضا فخورلـقبولخدمة. |
| Yalnız ölmeni hiç istemem. | Open Subtitles | حسناً، أنــا أكره أن تموتي وأنتِ كبيرة بالسن ووحيدة. |
| Tekrar bölmeyi hiç istemem ama Tokat Dağı mı? | Open Subtitles | أكره أن أقاطعك مجددا هنا لكن جبل الصفع ؟ |
| Sormayı hiç istemem, ama buraya gelip elini tutar mısın? | Open Subtitles | هل قاعة المحكمة ستكون آمنة أكره أن أسأل هذا |
| O evi alabilirim ama orada sıkışıp kalmayı hiç istemem. | Open Subtitles | يمكنا الاستيلاء على هذا المنزل فعلا لكن يا فتى انا اكره ان اعلق به |
| Aynı şeyin diğer kızınızın başına gelmesini hiç istemem. | Open Subtitles | اكره ان ارى ذات الشيء يحدث لإبنتك الاخرى |
| Mükemmel. Telefonda beni haşlamasını hiç istemem. | Open Subtitles | رائع , انا اكره ان يطردني من مكالمه |
| Eğer bunlar askerse, generali görmeyi hiç istemem. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، إذا هم الجنود، أنا أَكْرهُ رُؤية الجنرالِ. |
| Yeni bir atama için başvurmayı hiç istemem. | Open Subtitles | أنا أَكْرهُ السُؤال عن إعادة التوظيف |
| Çünkü o kravatın çok pahalı görünüyor ve fiyakanı bozmayı hiç istemem. | Open Subtitles | لأن ربطة العنق تلك تبدو لي غالية جدا وأكره أن أخربها |
| Onu uçurumdan aşağı itmek zorunda kalıp da bununla yaşamanı görmeyi hiç istemem. Amacın ne kadar yüce olursa olsun. | Open Subtitles | إنّك ستلقين به للتهلكة وأكره أن تحملي هذا الذنب بغض النظر عن نُبل هدفك. |
| Bak, ben haddimi aşmak hiç istemem ve konuyu çok yanlış anladıysam da özür dilerim ama dün akşam, "Eşimin yanındayım." dediğinde sanki bana onun yüzünden konuşamıyormuşsun da bana belli etmeye çalışıyormuşsun gibi geldi. | Open Subtitles | انظري ,لا اريد أن أتجاوز حدودي وانا اسفه اذا كنت فهمت الامر بشكل خاطئ ولكن ليلة البارحة,عندما قلتي, "أنا مع زوجي" |
| Ben bu tür saçma aşk karmaşalarını hiç istemem. | Open Subtitles | ماذا غير ذلك؟ لا أريد أي سخافة الحب وتعقيداته |
| Bunu öğrenmesini hiç istemem gerçi bir parça keşke öğrense. | Open Subtitles | لكم سأكره أن يعرف ذلك، على الرغم أنني أتمنى لو يعرف. |